BULUN AİLESİ VE MALATYA'NIN Hacı Halil Soyu Bu soy Malatya'da epeyce genişlemiş olup ailenin kız ve erkekleri evlenmelerle yeni aileleri oluşturmuştur. Zamanla da soyadı değişiklikleriyle aileler bölünmüş, kökler birbirini tanımaz hale gelmiştir. Soyadı değişikliklerine göre Hacı Haliloğlu soyu; Aktan'lar Bulun'lar ve Günay aileleri olmak üzere üç grupta toplanmıştır. Yukarıda sözü geçen üç soy kendilerinin Hacı Haliloğlu soyundan olduklarını kesinlikle bilmekte ve kabul etmektedir. Bu ailelerden soyla en çok ilgilenen arkadaşım Adil Bulun'dur.
Soyadları değişik olsa da bir çok aile Hacı Haliloğlu’nun torunları oldukları bilincindedirler.
Soyun birçok bireyi Hacı Haliloğlu dedelerinden epeyce yıllar uzakta bulunmasına karşın bu dedeleri hakkında bazı bilgilere sahiptirler. Bu çok akıllı dedelerinin özellikleri kulaktan kulağa aktarılıp günümüze dek gelmiştir:
Girişken, yapıcı, tabiatlı, araştırmacı, toprağı, ziraati çok seven, başladığı işi bitiren, sağlıklı, güçlü bir dede.
Aktan ailesi de büyük dedeleri Halil Efendiyi Hacı Haliloğlu olarak kabul etmektedir. Oysa batın ve nesil bakımından bu Halil Dede'nin de Hacı Haliloğlu’nun torunu olması gerekmektedir.
Necip Günay’ın torunu Neriman Akşit cedlerinin Rumeli’den geldiklerini duyduğunu söyledi. İbrahim Efendi’nin torunu Hamit Aktan'da soyun İstanbul veya Kafkasya'dan gelmiş olabileceklerini söylemişti. Adil Bulun da son konuşmamızda Halil Efendi’nin veya Hacıhaliloğlu'nun Üsküp’ten sürgün olarak gönderildiğini söyledi. Trakya tarafından gelmiş olabileceği daha doğru bir kanaat olacak sanırım. Ailenin çoğunluğu ince
yapılı açık renkli gözlü, bazen mavi, beyaz tenli, kumral olmaları nedeniyle
Kuzey veya Batı'ndan gelmiş olabilecekleriyle ilgili anlatımları haklı
çıkarmaktadır. Malatya’da ilk ev Çarşıbaşı'nda kurulmuş sonraları Aktan'ların dedeleri Mücelli tarafına köprü başına iki katlı 18 odalı bir konak yaptırılarak aile Mücelli’ye yerleşmiştir. Evin selamlığı köprü başında olup konak üç kapılı imiş. Evde yılların birikimi olan değerli yapıtlardan oluşan bir kütüphane de bulunmaktaymış. Abdul Vahhap Efendi’nin vefatından sonra Doğan Dede’nin babası Hüsnü Tolunoğlu bu kitapların kaybolup ziyan olmaması gerekçesiyle kendi evlerine taşımışlardır. Bu anı Hamit Aktan’dan aktarılmıştır. Abdulvahap efendi gençliğinde İstanbul Sultanahmet Medresesi’nde bir süre eğitim görmüştür. Sonraları da birkaç kez Konya 'ya gitmiştir. Abdulvahap Malatya'nın bilgili insanlarındandır. Kişiler aralarında çeşitli nedenlerden çıkan anlaşmazlıkları kendisine başvurarak onun kararıyla çözümlerlermiş. Abdulvahap Efendi’nin sağlığında konakta dini, ilmi sohbetler yapılırmış. Bu değerli toplantılara İmamoğlu'ları Hacı Abdi'ler, Barutçuzadeler, Şeyh Velioğulları, Hüsrevoğulları ve Malatya'lı okumuş ailelerin diğer büyükleri katılırlarmış. Sohbet toplantıları yaz ve kış aylarında sürermiş. Mevsim özelliğine yemekler ve meyveler hazırlanıp bu toplantılarda ikram edilirmiş. Izgara etler, iki metre uzunluğundaki şişelere terbiye edilmiş etler geçirilerek üzerleri kağıtla sarılıp ateşte döndürülerek yapılırmış. Bu toplantılar Ramazan aylarında daha geniş katılımlı ve daha özenle hazırlanan ortamlarda yapılırmış. Yukarıda adı geçen aile büyükleri de benzer toplantıları kendi hanelerinde de yaparlarmış. Toplantıların hiçbirinde içki alınmazmış. Toplantılara katılan diğer aileler: Oral'ların dedesi, Etem Efendi’ler Acıçekirdek'lerin dedesi, Müftü'ler, Erzurumlu Hafız Efendi’lerin büyükleri olurmuş. Ramazan davetleri ise 30 gün sıra daveti şeklinde uygulanırmış. Ayrıca genel bir adet olarak akrabaların her birine bir gün iftar yemeğine gidilirmiş. Hamit Aktan dedelerinin Elazığ yolu üzerindeki Hacı Haliloğlu Çiftliğini kurduklarını açıkladı. Halen bu çiftlikte Rauf Günay’ların ve kızı Akşit'lerin tapuda kayıtlı bulunan haklarının olduğunu da açıkladı. Kendileri ise bu çiftlikteki hisselerini satmışlar. Hamit Aktan'la bu sohbetimiz 1982 yılı Mayıs ayının ikinci haftasında benim muayenehanemde yapılmıştı. Hamit Aktan, Necip Günay 'ın kızı Nazire Varol,
Adil Bulun'un da bilgileriyle ve eldeki yazılı
bilgilerden aşağıdaki ana şecereyi saptadık. Malatya'da. Bunlar Aktan, Bulun, ve Günay ailesi soylarıdır. Bulun ailesinden olan Hüseyin Efendi adliyede aza olup çok hükümlü bir insanmış. Oturduğu sofrada yemeğini yalnız yermiş. Elazığ'dan gelen Hasip Paşa’nın karşılama törenine katıldığı gün kendisine içine zehir katılmış karpuz yedirilerek zehirlenmiş. Adliye kararlarına zaman zaman hükmedermiş. Kasım Ağa da şehir encümeni azası olup bu da Malatya'nın mutasarrıflık yapılmasını sağlamıştır. |
Hacı Halil Soyu |
|
Hacı Halil Soyunun yukarıdaki tablosu tamamen belgeler ve yaşayanların değerlendirmesiyle saptanmıştır.
|
|
|
|
Hacı Halil Soyundan Bulun Ailesi |
|
|
|
Adil Bulun'un iyi tanıdığı ve kişilikleri üzerine bilgisinin bulunduğu bu Hacı Halil soyundan başka kimseler de bulunmaktadır. Bu şahısların seceredeki yerlerini saptayamadık. Sözü geçen kimseler Sıddık ve Mehmet Ali kardeşlerdir. Mehmet Ali İstanbul Cibali Tütün Fabrikası'nda işçilik, ustabaşılık yapmış, yıllar içinde kaydolduğu "Mason Locası" nda birinci dereceye kadar yükselmiş bilgili, görgülü bir efendi imiş. Çocuksuzdur. Sıddık efendinin ise Hikmet ve Fikret adında çocukları olmuştur. Malatya Lisesi'nden arkadaşım rahmetli Nevzat İnal (Emirahmetoğlu)'nun babaannesi Ayşe Hanım ve kardeşi Gaffar da Hacı Halil soyundandır. |
|
|
|
|
|
Sayın
Ziyaretçiler, Sitemizin bu kısmında yer almakta olan tüm bilgiler yaptığımız
araştırmalar sonucunda faydalandığımız farklı ( yazılı ve sözlü ) kaynaklardan
yola çıkılarak oluşturulmuştur.
Hakkınızdaki bilgiler yanlış veya yetersiz ise lütfen e-posta iletişim adresimize e-mail ile doğrusunu gönderin değiştirelim - Yaptığımız yanlışlıktan dolayı şimdiden özür dilerim