Mantar 2


2'nci Bölüm

Amanita

Birinci bölümde  mantar tutkusunun tarihsel kökenine inmeye çalıştım.

Bu yazımda ise  "Mantar toplarken karşılaşabileceğiniz sorunlar"ı kendi bakış açımla çözme gayreti içinde olacağım.

Bilinen yaygın bir söz vardır.Üç günlük seyis, kırk yıllık at fışkısı eşeliyor” diye. Bu söze ben de  itibar ederim.

Mantarlar hakkındaki bilgim için bu tanımı bir başkasına bırakmadan açık yüreklilikle ilk yazımda telaffuz etmiştim.

Mantarı çok az denecek kadar biliyorum. 

Ama şimdi yazacaklarım için yarım asra yakın bir yaşanmışlığım var. İçiniz rahat olsun.

MANTAR TOPLAMA HAKKININ HUKUKSAL BOYUTU

Bunu bilmemiz lazım!

 TCK m. 4 kapsamında, "Ceza kanunlarını bilmemek mazeret sayılmaz" diye yazar.

  Bu kanun maddesi çeşitli gerekçelerle yumuşatılsa da:mazeretlere istinaden yok sayılacak hali de yoktur.

Yaşanan gerçek budur.

Evet binlerce kanunun hangisini bileceğiz sorusuna yanıt bulmak bir hayli zor.

İşin doğrusu, ne ile uğraşıyorsak en azından o işle ilgili  kanunları da bilmek zorundayız.

Örneğin: Orman ürünleri satıyorsanız bu ürünlerin nasıl alınıp satıldığını bileceksiniz.

Veya

Mantar topluyorsanız bu işin hukuksal boyutunu bilmek zorundasınız.

Ben merak ettim. Küçük bir araştırma yaptım 10 Kasım 2014 tarihinde Çamlıdere Orman İşletmesi'ne gittim.

Bina girişinde bulunan danışmaya müracaat ederek: "Orman İşletme Şefi'ni görmek istediğimi" söyledim.  

Şef Hakan Kaya ile tanışmamız böyle oldu. Merhaba faslından sonra kendisine:

Ben mantar toplamak istiyorum. Bunun hukuki bir prosedürü olduğunu biliyorum. Bu izni almak için geldim"  dedim.

Hakan Bey, yüzüme çok manidar baktı.

"Siz ilksiniz" dedikten sonra yürürlükte olan uygulamaları internetten indirdi.

Olayı odada bulunan 3 orman muhafaza memuru ile 2 muhtar da dikkatle dinledi.  

(Kaymakamlık bir kurs açsa, muhtarlar başta olmak üzere ilgili herkesi bilgilendirse, fena mı olur?)

Hakan Bey bu talebimi bir dilekçe ile belirtmem gerektiğini hatırlattı. Ben hazırlıklı gitmiştim. Dilekçemi sundum.

Bu konuda yazılı bir örnek bir dilekçe olduğu için onun üzerinden işleme devam kararı aldık..

Hakan Bey, ilgili yasaya göre evrak düzenledi.

 

Dilekçeleri görmeniz için  yazıcıda taradım ve küçülttüm. Aksi takdirde internet ortamında  sayfa zor iniyor..

Bu sefer de okuma güçlüğü oldu.

Ben kısaca özetleyerek sürecin nasıl geliştiğini adım adım anlatayım. 

İzin isterken orman işletme şefliğine  bir dilekçe vereceksiniz..

Bu dilekçeye:

 "Kaç kilo ve hangi cins mantar toplamak istediğinizi"

"Hangi gün veya günler içinde nerede toplamak istediğinizi de" yazacaksınız.

Ben örnek olsun diye 50 Kg kanlıca mantarı dedim.

İşletme talebimi istediği kadar düşürebilirmiş. Yine örnek olsun diye 100 kg olan miktarı işletme 10 Kg'a düşürdü. (50 kg olan birinci talebi 100 Kg olarak belirttik.) 

Toplamanın hangi tarihler içinde olacağı yine bu belgede yazıyor. Ben dilekçemde 12 kasım-15 kasım arasında diye belirttim.

Bitmedi!

Topladığınız mantar için bir de bedel ödeyeceksiniz! Bedel takdirini şeflik yapacak. 

İşin özü bu.

Şaşırdınız değil mi?

Yasalara uyarsınız veya uymazsınız o da sizin bileceğiniz bir iş!..

Ben size sadece yasal yolları gösterdim.

.

 

İlgili kanunu okumak isteyen olabilir düşüncesi ile onu da sunmak isterim. 

Resmi Gazetede yayımlandığı Tarih  : 07.11.1995  / No: 22456  

8631 Sayılı Kanun'un Ek -5'ine istinaden çıkartılan yönetmelik benzeri orman ürünlerinin nasıl toplanması gerektiğini düzenliyor. 

Mantar toplama hakkında 3. Bölümün 13. maddesi düzenleme yapıyor.     

ORMAN ÜRÜNLERİNDEN FAYDALANMAK İSTEYENLERE VERİLECEK İZİNLERE AİT YÖNETMELİK

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

Sökmek Toplamak ; 

Dikili ve Devrik Ağaçları Kökleriyle Sökmek : 

Madde 8- Ormancılık tekniği gereği kesilmek üzere işaretlenen veya damgalanan ağaç ve ağaççıklarla muvafakat, izin ve irtifak hakkı verilen sahalardaki baraj ve göletlerin su altında kalacak alanlarındaki ağaç ve ağaççıkların kökleri ile sökülmek suretiyle orman dışına çıkarılmasına izin verilebilir. 

Kök Sökmek :

Madde 9- Orman Genel Müdürlüğü taşra teşkilatınca kesilmiş veya kestirilmiş ağaçların köklerinin sökülmesine ve orman dışına çıkarılmasına izin verilebilir.

 Ancak ; yeni ağaçlandırılmış ve erozyon tehlikesi bulunan alanlardan kök sökülmesine izin verilmez.

Kabuk Toplamak ve Çıra Yapmak :

Madde 10- Yıllık üretim programına alınmamış sahalardaki ağaç köklerinden çıra yapılmasına üretim sonucu çıkan ağaç kabuklarının toplanmasına ve bunların orman dışına taşınmasına izin verilebilir.

 Dikili ağaçlardan ve erozyon tehlikesi bulunan alanlardan kabuk toplanmasına ve çıra yapılmasına izin verilmez.  

Kömür Yapmak :

Madde 11- Köylü Pazar Satışı veya artırmalı satışlardan temin ettikleri odunlardan ve 6831 sayılı Orman Kanununun 37 inci maddesine göre ürettikleri veya topladıkları her türlü artık ürünlerden kömür yapmak isteyenlere, belirlenecek zamanlarda ve yerlerde izin verilebilir.

 Ağaçlandırılmış, gençleştirilmiş erozyon tehlikesi bulunan ve yangına hassas sahalarda kömür yapılmasına hiçbir surette izin verilmez. 

Katran ve Sakız Çıkarmak :

Madde 12- Ağaçlardan sakız ve katran çıkarmak isteyenlere müracaatları halinde izin verilebilir.

Orman içinde katran çıkarmak için izin verilmez.

Diğer Orman Ürünlerini Sökmek, Kesmek ve Toplamak :

Madde 13- Devlet Ormanlarında her çeşit bitkinin; yaprak, çiçek, meyve, tohum, polen, kök, yumru ve soğanları ile mantar, kozalak, balzam, ur ve benzerlerini sökmek, kesmek ve toplamak için izin alınması zorunludur.

Dilerim ki konu yeterince açıklığa kavuşmuştur.

Nereden izin alacaksınız?

Bulunduğunuz ilçedeki orman işletmesinden.

Aksi takdirde elinizdeki tüm mantarları alırlarsa hiç şaşırmayın.

Kanunu da okudunuz.  Artık mantar toplarken nasıl bir uygulama yapabiliriz onun üzerine odaklanalım.

Gözlemlerimin sonunda söyleyebilirim ki mantar toplanan her bölgenin doğal olarak bitki örtüsü farklı.

Dolayısıyla benim bu bölümde yazacaklarım Çamlıdere İlçesi'nin coğrafi yapısına kısmen (!)  uygundur. 

Benim önereceğim kıyafeti Çamlıdere'de sadece ben giyiyorum!

Neden? 

Detaylara girince bu merakınızı gidereceğim.

2'inci Bölüm / 1'inci Kısım

Mantar Toplamak İçin Uygun Kıyafet Nasıl  Olmalı?

Herkesin bildiği gibi mantar yıl içinde iki defa hasat ediliyor. İlkbahar ve sonbahar.

Son on yıldır ülkemizin pek çok yerinde kene ısırmalarından kaynaklanan ve sonucu ölümle biten  vakalara sıkça rastlanmaktadır.

Orman Genel Müdürlüğü belirli zamanlarda orman içlerine girmeyi yasaklayabiliyor. Gerekçelerden biri yangın tehlikesi ise diğeri de kene ısırmalarına karşı tedbir amaçlıdır.

Bu tehlikeyi göz ardı etmeden  "uygun kıyafet"i ı ayakkabıdan başlayarak aşağıdan yukarı doğru sırası ile anlatacağım.

 1- Ayakkabı seçimi

AYAKKABI SEÇİMİ:

Hangi spor dalı ile uğraşırsanız uğraşın ayakkabı tercihiniz çok ama çok önemlidir.

Yürüyen, koşan, tırmanan,  veya  aklınıza hangi spor dalı  geliyorsa gelsin -çıplak ayakla yapılan spor dalları hariç- ayakkabı seçiminiz ile sportif  başarınız arasında mutlaka bir ilinti vardır.

Kaya tırmanıcıları bir parkuru başarılı ile sonlandırdıklarında ayakkabılarını tutku ile öperler. Buna bir anlamda tutkunun zirvesi de diyebilirsiniz.

Bu sevince anlamakta güçlük çekiyorsanız.... Hatta saçma buluyorsanız....

Bu işlere hiç bulaşmasanız daha iyi olur derim.

Lafın kısası ayakkabı çok ama çok önemlidir.

Hele hele aktivite  kırsal alanda veya dağ başında olacak ise işin önemi bir kat daha artar....

Bu girizgahtan sonra tabanı, dağda gezmeye uygun ısı ve su izolasyonu mükemmel, ortopedik bir yapıya sahip bir ayakkabıyı tercih ettiğinizde,  önemli bir basamağı atlamış olusunuz.  

 

Ayakkabı bir arabanın lastiği gibidir. Patlarsa yolda kalırsınız. Uygun değilse kaza yaparsınız.

Avcı-toplayıcının ayağı, onun en önemli sermayesidir. 

 2- Ayakkabıyı bağlama usulü  

AYAKKABI BAĞLAMA USULÜ

"Bu kadar basit bir konu da başlık yapılır mı?" diye düşünebilirsiniz.

Ben anlatayım. Söylediklerim aklınıza yatmaz ise, siz yine bildiğinizi yapın.

Bağlar sıkıca bağlandıktan sonra kolay sökülen kağıt bir bantla düğüm yerlerinin üzerinden bir kere geçin.

Bu suretle bağlarınız arzu edilmeyen yerde açılmayacak ve siz de bağcıklarınıza takılıp yere kapaklanmayacaksınız.

 3- Ayakkabıyı  boğazına doğru bantla sarın  

Üçüncü aşamada yukarı doğru ayakkabınızı bantla sararak izole edilmiş alanı yükseltirken bilek bölgesinde bandı çok sıkmayın.

Aksi halde bileğinizin hareketini kısıtlamış olursunuz.

Bu işlem kene ve benzeri böceklerin ayağınıza girmesine mani olacaktır.

 4- Ayakkabıyı  boğazına doğru bantla sardıktan sonra böcek kovucu spreyi bu düzeneğin üzerine sıkın. 

Böcek spreyi

 

MUTLAKA TOZLUK TAKIN

 5-  Şimdi, sıra tozlukta! Arazi şartlarına göre tozluk takmak yürürken size büyük bir güven verir.

Tozluk takarken bağlantı düzeneği mutlaka dışa gelmelidir.

Aksi takdirde yürürken sürtünmeden doğacak ses sizi bile bezdirebilir. Son halinden sonra bir kere daha koruyucu sprey sıkmak doğrudur diye düşünüyorum.

 

PANTOLON SEÇİMİ

 

 6-  Akla pantolon nasıl olmalı diye bir soru gelebilir .

Su geçirmez diz altından başlayarak yukarı doğru özel kumaşlarla takviye edilmiş pantolonlar bu işi için en uygun giysidir. 

Çalılık veya otluk bir alanda dolaştığınızda yürürken en çok dizlerinizin üst kısmı kullanırsınız.

Bir süre sonra bacaklarınız ıslanır. Dizlerinize batan dikenler de sizi rahatsız eder.

Hele hele bir yandan mantar toplarken ara ara da fotoğraf çekeyim diyorsanız mutlaka dizlik de takın derim.

Dizlik

Eğilirken rahat değilseniz fotoğraf işi zora girecektir.

  

 

7- Sağ ayak yanlış, sol ayak doğru bantlanmış.

 Bağların üzerine kadar yapıştırılan bant sizi dikenlerden koruyacak ve eve dönüşünüzde bağcıklara yapışan dikenleri ayıklamak zorunda kalmayacaksınız.
 

8- Bu aşamaya kadar sadece ayakkabı ve pantolon seçimi ile ilgili önerilerimi dile getirdim.

BATON SEÇİMİ ve NEDENLERİ

Bana göre mantar toplamak için dağa çıkan bir avcı-toplayıcının mutlaka baton taşıması gerekir.

Taşır mı?

Taşır.

Bin kişi de bir iki kişi mutlaka taşır.

-!..

Biz hangi sporu, olması gereken şekilde yapıyoruz ki!

Neden mantar toplamayı usulüne uygun yapalım!

Taşımasa ne olur? diye sorgularsanız... Baton taşımak -hele iki elde ise-  sizi 4x4 arazi taşıtı gibi yapar. 

Diğer elinizle topladığınız mantarı taşıyacağınıza göre bir baton taşımak sureti ile 4x4 olmasanız da "önden çekişli" olacağınız hususunda en ufak bir tereddüdüm yok.

Deneyin göreceksiniz. Ayrıca batonun size olan faydası bununla sınırlı da değil. Yeri geldiğinde anlatacağım.

Aşağıdaki fotoğrafta görüleceği üzere ben kullandığımı bıçağı batona monte ettim.

Üzerine bıçak monte edilmiş baton  

Baton genellikle teleskopik olur. Ama ben tecrübeme dayanarak sabit uzunluktaki bir kayak  batonunu tercih ediyorum.

Batonun ucu çok önemli. Sivri uç kullanacaksınız. Kar ucu kullanırsanız çok kısa sürede bu ucun kırıldığını göreceksiniz.

Toprağa, kaya aralarına, sık otlara giren kar ucu çıkartmaya çalıştığınızda size karşı direnecek bir iki teşebbüsten sonra da parçalanıp gidecektir. 

 

      

   Sivri uç toprak zaminler, yuvarlak uçlar ise karlı alanlar için

Eski bir kayak takımının batonları işimi fazlası ile gördü. Yeter ki boyu boyunuza uygun olsun.

Neden kayak batonu diye sorarsanız: Yeri geldiğinde tüm vücut yükünü bir baton üzerine yükleyeceksem bana göre onun kapanma ihtimali, hiç olmamalı!

Bu benim fikrim. Yaşadım ve bu kanaate vardım. Siz dilediğiniz batonu kullanabilirsiniz.  Dilerim ki kulağımı çınlatmazsınız.

-!..

Parçalı batonun sorunu ne diye sorgularsanız...

Anlatayım.

Parçalı olursa yeri geliyor kısaltıyoruz yeri geliyor uzatmamız gerekiyor.

O hengamede bölümlerin birini ister istemez gerektiği kadar sıkmadığınız anlar olabiliyor.

Bir süre sonra bütün gücünüzle batono yüklendiğinizde.... İşte o an olan oluyor!

İlle de ben deneyeceğim derseniz.... Şimdiden geçmiş olsun demek isterim.

Bir başkasının yaşadığı zorlukları size aktarmasına "tecrübe" diyoruz.  

Tecrübe sonuçlarının bedelsiz olarak size aktarılması onun değersiz olduğu anlamına gelmez.   

Bu bölümü burada sonlandırmak istiyorum. 

Yanılmıyorsam  ancak üçüncü bölümün sonunda  mantar konusunu sonlandırabileceğiz.

Bu sene topladığımız mantar fotoğraflarından bir kaç örnek sunacağım. Özelikle de tellice mantarı hakkında öğrendiklerimi sizlerle paylaşmak istiyorum

Akkayışkan

Akkayışkan

?

?

Tellice!

Sparasis Crispa

Ramair Aurea

Sparasis Crispa

Her geçen gün detaylara indikçe  mantar beni ürkütmeye başladı.

J. Barutçiyan'ın Türkiye'nin Mantarları adlı kitabının  25. sayfasında  "Zehirli Mantarlar" başlığı altında bir ikazı  var.

Barutçiyan mantarın fotoğrafını koymuş ve "Pazarlarda karman çorman satılan pek çok Ramaria türü mantar" dedikten sonra:

"Özellikle bağırsakları etkileyen sindirim bozuklukları yaratabilir"  demiş. 

-!..

Ben de son iki aydır "kağıt rulo tutkusu" başladı.  

Çözdüm galiba...

-!..

Siz siz olun okumadan araştırmadan onun bunun söylemlerine dayanarak mantar yemeyin.

Mantarı şişeye dökülmesin, akıtmasın diye tıkıyoruz,

Pamuğu...

(...) 

Mantarı yerden yere vurduk.

Hiç mi faydası yok diyebilirisiniz.

Olmaz mı?

Okuyalım.

(...)

- Heey dostum iyi haberlerini aldım, evlenmişsin!

- Evet bu 4. oldu

- Önceki üçüne ne oldu peki? 

- Üçü de öldü..

- Yapma ya.. çok üzüldüm... Nasıl oldu peki?

- İlk karım yediği mantarlardan zehirlenerek öldü

- Bu korkunç bir şey...Peki ya ikincisi?

- O da mantar zehirlenmesinden öldü

- Tanrım ne kaderin varmış senin.... Ya üçüncüsü?  Yoksa o da mı!..

- Hayır hayır.. O boynu kırılarak öldü

- Anlıyorum... Kazaydı yani...

- Hayır... Mantarları yemedi...

Mantar konusunda ne yasaları umursayan var ne de üstüne vazife almaya niyetli birileri.

Sağlık Bakanlığı

Gıda ve Hayvancılık Bakanlığı

ve

Orman ve Su İşleri Bakanlığı el ele verip bu sorunu mutlaka çözmeli.

Bilenler anlatır. Bilmeyenler öğrenir.

İşi abartmanın büyütmenin hiç bir anlamı yok.  "Yabani mantar yemeyin" sözü  işin kolayına kaçmaktan öte değildir.

Bu işin tadını bilenler ilkbahar ve sonbaharı asker yolu gibi gözlüyor.

Ayrıca her yıl trafik kazalarında binlerce insan ölüyor! O zaman niye trafiğe çıkıyoruz ki!

Problemi ötelemek yerine nasıl çözeriz sorusuna yanıt bulunmalıdır.  

Vah vah çekeceğinize biraz utansak daha iyi olur diye düşünüyorum 

Sonunda "eyvah" diyeceğin şeylere başında "eyvallah" deme.

Pişman ol, ama pişman ölme...

                                                                                                                              Necip Fazıl Kısakürek

Mehmet Emin Bora 

13 Kasım 2014

Çamlıdere / ANKARA

 

 

Mantar 3'üncü Bölüm

 Düdük - Düdük dili / Telsiz konuşma kaideleri / Bıçak seçimi, bıçak nasıl taşınır?

  Neden büyük şapka veya neden küçük şapka! 

Mantar nasıl taşınır? Fotoğraf makinesi neden lazım? / Gözlük! 

 Kırıklar /  Yanımızda mutlaka taşınması gereken malzemeler, v.b konular 

 

 

 

 

Bu yazı 5742 kez okundu...