Akdamar Adası
36 yıl önce ve şimdiler... Yaşanan acı gerçekler...
6'ıncı ve Son Bölüm
Akdamar Adası
Van 09 Haziran 2013 günlerden Pazar ve gezinin son günü.
Saat 03:49
Bu akşam saat 20:30 da uçakla Ankara'ya döneceğiz.
Dört gündür yollardayız. Hem fiziki hem de mental anlamda yorgunum.
Gece uykusu sağlıklı olmadığı zaman yaşanan günün de hayrı olmuyor.
Dün gece saat 22:00 gibi kendimi yatağa nasıl attığımı bile anımsamıyorum.
Rahmetli annem erken kalktığımız zaman "Niye bu saatte hortladın?" diye sorardı.
Şimdilerde (!) 6 saat uyuduğum zaman bana yetiyor.
İşin aslı yaşlılık...
-!..
Gözlemlediğim odur ki:
Önce uyku süresi azalıyor. Gözle görülür şekilde fiziki olarak küçülüyorsunuz.
Bileklerinizin inceldiğini kol saatinizden anlıyorsunuz.
Tabii ki emareler bunlarla kısıtlı değil. Gözlemlerim var.
Bir süre sonra, gündüz vakti olur olmaz saatlerde oturduğunuz yerde uyuya kalacaksınız.
Yeri gelince etrafınızdakilere -marifetmiş gibi- "Ben geceleri 2 saat uyusam bana yetiyor" demeye başlayacaksınız.
Ayakta uyuduğunuzun farkında bile olmadan...
Süreç, bir gün uyuyup da uyanamayacağız vakte kadar devam edecek...
(...)
Bu gerçeği ne denli erken idrak edebilirisiniz, bir o kadar şanslısınız demektir.
Farkında olmak, ikinci kere doğmaktır.
-!..
Van / 04:33
Bir saatten fazla bir zaman, otel odasının penceresinden Van'ı seyrettim.
Tatsız düşüncelere daldım.
Geziler sırasında gördüğüm odur ki:
Ülkemizde:
Nüfusun çok büyük bir bölümü yoksulluk sınırının altında yaşıyor.
Bu oran, resmi rakamlara göre %16.3 (TÜİK)
En zengin ile en fakir arasında 8 kat fark varmış.
İddialar ise korkutucu. Gözlemlerim resmi rakamlarla uyuşmuyor.
Sosyal sorumluluk duygusu duyan her aydın insan gibi ben de kendime soruyorum.
Neden?
Nerdeyse bir asır geçti hala düzlüğe erişemedik.
Bu sorular mutlaka yanıtlanmalıdır. Dert bilinmez ise deva bulunmaz.
-!..
Bana göre bu ülkenin:
Bir yanı Şark'a dönük diğer yanı ise Batı rüzgarlarına tabi...
Hala Ortaçağ'ın problemleri ile boğuşuyor olması onu takatsiz kılıyor.
Anadolu, Kuzey kutbunda buz dağları arasına sıkışmış bir gemi misali...
Etrafını saran buzları kırma gücü olmadığı için umudunu tabiatın döngüsüne bırakmış.
Yaz gelecek, harman kalkacak da yüzler gülecek misali...
Bu bakış açısı ile daha çok yaz bekleriz.
(...)
Bu benzetmeleri tanımlamaları neden yapmak zorunda kaldığım merak edilebilir.
Tek kelime ile ifade et deseler: "Üzüntümden" diyebilirim.
(...)
Bu ülkede gezip görmediğim yer hemen hemen kalmadı.
Gördüğüm odur ki el birliği ile cenneti cehenneme çevirmeye çalışıyoruz.
Sebep!..
Beşeri sermayenin yetersiz niteliği. (Çok somut bir örneği bu yazı içinde sizlere sunacağım).
Bir asra yakın zamandır (90 sene) savaş yüzü görmedik. ( Kıbrıs Savaşı'nı kısa süreli olduğu için hesaba katmadım)
Buna karşın bizim katılmadığımız 2'nci Dünya Savaşı 4 yıl sürdü ve 50 milyondan fazla insan öldü.
Japonya ve Almanya bu savaştan 68 sene evvel yer ile yeksan olup çıktılar.
Şimdi dünyanın en gelişmiş birkaç ülkesi içinde sayılıyorlar
21. yüzyılın içindeyiz ama halen bazı şeylerin farkında değiliz.
Neleri atlıyoruz?
Nerede yanlış yapıyoruz!
Nerede?
(...)
Her zaman ki gibi erkenden kalkıp kahvaltı sonrası yola düşüyoruz.
Hedef Akdamar Adası.
2006 yılında Van'a geldiğimizde Akdamar Adası'na gitmiş olsak da restorasyon çalışmalarından ötürü adaya çıkamamıştık.
Bkz: http://arpacik.net/www/Icerik_Detay.ASP?Icerik=107
Saat 08:30 da Gevaş'a geliyoruz ortalıkta in cin top oynuyor.
Aslında "karga kahvaltısını" yapmış da yola bile düşmüş...
İskelede bizden başka kimse yok.
Adaya ne zaman gideceğimiz ise teknelerin dolması ile bağlantılı.
Erinç'e "Geçen sefer ki gibi yapalım. Özel bir tekne tutarak adaya geçelim" diyorum.
Tek kelime ile "olmaz" diye kestirip atıyor.
- Neden olmaz?
- Para kolay kazanılmıyor.
-!..
20 seneye yakın bir zamandır Erinç'i yakından tanırım.
8 seneden fazla bir zamandır gezilere beraber çıkıyoruz.
Ne zaman böyle sızlanmaya başlarsa bilin ki Erinç ciddi bir yatırım yapacak.
Kafası karışık ve gergin.
Ne diyebilirim ki! İnşaallah hayırlara vesile olur.
Onu yakın takibe alıp izleyeceğim. Üç vakte kalmaz işi çözerim
Akadamar Adası
08:30 da geldiğimiz Gevaş İskelesi'nde -ekonomik koşullar yüzünden- en az bir saat bekliyoruz.
Bir kaç yolcu grubu daha gelince tekne kısmen de olsa doluyor.
09:54 de Akdamar Adası'ndayız.
Tekne iskeleye yanaşır yanaşmaz kendimi kiliseye atıyorum. Amacım ortalık kalabalıklaşmadan bir kaç kare fotoğraf çekmek.
Hızlı bir tur atarak kilisenin etrafını da dolanıyorum. Tespit işi tamam.
Neleri fotoğraflayacağımı artık biliyorum.
Şimdi iş uygun ışığı yakalamak.
Öncelik adada hiç kimsenin ilgilenmediği Doğu yönüne gitmek olmalı.
-!..
Bu mantık uzun süren avcılık yıllarımdan bana miras kaldı.
Aksi takdirde her karede bir çok insan görüntüsü kaçınılmaz olacaktı.
Tabii ki elde edeceklerim sadece bununla sınırlı olmayacak.
Araziye ilk adımı atan daima avantajlıdır.
İyi ki de böyle yapmışım. Yoksa adanın bu sakinleri ile karşılaşma olanağım olmazdı diye düşünüyorum.
Kukumav / Athene noctua / Little Owl
Van gölü martısı / Armenian gul
Testudo graeca armenica - Ermenistan kaplumbağası
Avrupa ada tavşanı / Oryctolagus cuniculus
Adada görev yapan memurlarla konuştum. Ağaçların kuruduğundan şikayet ediyorlar.
"Neden kuruyor biliyor musunuz?" diye sorduğumda...
- "Adada içme suyu yok ki sulama suyu olsun" dedikten sonra cümlelerini tamamlıyorlar.
- "Ada tavşanları ve diğer hayvanlar da susuzluk çekiyor. Dolayısıyla ağaçların köklerini kemiriyorlar"
-!..
Hani hayvanlara merhamet gösterecektik?
Bu mu sizin merhamet anlayışınız?
"Bilmiyorduk" mazeretinin arkasına saklanmanız kabul edilir gibi değil.
Bileceksiniz. İşiniz bu.
Şimdi biliyorsunuz.
Görelim bakalım.
İzleyeceğim.
Sözlerim, Orman ve Su İşleri Bakanlığı'na
Adada boş kovan buldum. Birileri avlanıyor diye düşünmekteyim.
Kim olabilir?
-!..
Kertenkele / Bilimsel sınıflandırması ile ilgili doğru bilgiye erişemedim.
Karga / Corvidae familyasından Corvus
Şimdi ışık uygun olduğu için kilisenin duvar süslemelerini görüntüleme zamanı.
Bir noktaya dikkatinizi çekmek isterim.
1092 sene evvel yapılan bu süslemeler neredeyse ilk günkü gibi duruyor.
İnsan figürleri, üzüm salkımları, koç başı, kuşlar ve benzeri diğer örnekler...
Sergilenen av sahnelerini kolayca anlayabiliyoruz.
Bkz: http://www.ozalpsaraydernegi.com/icerik.php?ice=171
1092 seneden bu yana ayakta.
Aşağıdaki fotoğrafta kırmızı daire içine aldığım kuşun ise keklik olduğunu düşünüyorum.
Benzeri bir tespiti Hatay gezisi sırasında yapmıştım.
Bkz:http://arpacik.net/www/Icerik_Detay.ASP?Icerik=112
Anadolu'nun simgesi olsa olsa keklik olur. Benim kanaatim her zaman bu yönde olmuştur.
Malazgirt Savaşı'nın yapıldığı tarih M.S 1071.
Sene 2013
2013 - 1071 = 942 olduğuna göre 58 sene sonra 1000 yıldır bu toprak üzerinde yaşıyor olacağız.
Önce bir saptama yapacak daha sonrada birkaç soru soracağım.
Bir milleti diğer milletlerden ayıran kültür öğeleri başlığı altında toplayabileceğimiz:
Müzik, Felsefe Dil, Resim Heykel, Edebiyat,Temel Bilimler, Sosyal Bilimler, Mimari ve Teknoloji bağlamında olmak üzere:
1'inci soru- Geçen 942 yıllık süreç içinde insanlık alemine ne katabildik?
2'nci soru- İlerliyor muyuz? Geriliyor muyuz?
3'üncü soru- İnsani Gelişme Göstergesi'ni belirleyen kriterlere göre milletler arası sıralamada 177 ülke içinde 79'uncu sırada olmamızı nasıl izah ediyorsunuz?
Sizler bu sorulara yanıt ararken ben bir tespitimi daha paylaşmak istiyorum.
Kilisenin yapıldığı tarih M.S 921.
1092 sene öncesinden kalan taş yapıt aşağıda...
5 sene evvel yapabildiğimiz taş merdivenler de görüldüğü gibi....
Ekim 2006 yılında adaya çıkamamıştık.
Motordan çekebildiğim fotoğrafı bilgilendirme bağlamında bir kere daha yayınlıyorum.
2006 / Ekim 15
İskele ve taş merdivenler yapılıyor.
Bir gün adaya yolunuz düşerse kulaklarımı çınlatacağınızı düşünüyorum.
Merdivenlerden çıkarken veya inerken kasıklarınız yarılacak.
Basamakları tek tek adımlarken asansör arayacaksınız.
Rıht o kadar yüksek k!..İnanın bana dağa tırmanmak daha kolay.
Basamak genişliği gereğinden çok, ama çok uzun.
Bir türlü adımlarınızı mekanik hale getiremiyorsunuz.
Kafanız öne eğik, gözleriniz börtmüş, adımlarını senkronize etmek için çabalamanız gerekiyor.
Çünkü her basamağın eni bir diğerinden farklı.
Yazımın başında "Beşeri sermaye eksikliği diye bahsettiğim konu bu.
İnsan utanır yahu...
Alt tarafı merdiven yani...
-!..
Peki. Engelliler için özel yol nerede?
Neden düşünmediniz?
-!..
Merdiven nasıl yapılır?
-!..
Yükseklikler ve genişlik nasıl hesaplanır?
-!..
Hiç bilmiyorsanız internetten bakabiliridiniz.
Bkz:http://sozluk.insaatbolumu.com/terimler/riht-nedir/
(...)
Bu restorasyonu"Kültür Bakanlığı yaptırdı" diye biliyorum.
Ankara'daki evimde açılış gününün fotoğrafları da var...
Nitelikli insan eksikliği her alanda yüzünüze şamar gibi çarpar.
(...)
Adayı bir kere dolaştım çok keyif aldım. İstedim ki Erinç'de görsün.
Belki açılır!..
Erinç'i adanın tek kafeteryasında otururken buldum.
Bir süre konuştuk problem benim düşündüğüm gibi.
Ben size dememiş miydim! Bir hesabı var diye
- !..
Yaptığımız kısa sohbet sonunda onu bu fikrinden caydırdım.
Dolayısıyla ada Kültür Bakanlığı'na kaldı.
Tekneler de Gevaşlılara...
(...)
Saat 12:30
Uçağın kalmasına en az 7 saat var. Yolu da hesaplarsak en az üç saat daha çevreyi gezebiliriz.
Gevaş'a doğru...
Vaktin bir kısmını kırsalda dolaşarak geçiriyoruz.
Gözüme takılanları paylaşabilmek için fotoğraflıyorum.
Aglais / Aglais urticae
Çokgözlü Rus mavisi / Polyommatu coelestinus
Van'a doğru dönerken futbol sahasına giren inekleri gördüm. Arka planda ise Akdamar Adası görülüyor
!..
"Kötü örnek, emsal teşkil etmez..." denilse bile -yaşananlara bakınca- zaman zaman da olsa "Kötü örnek emsal alınabiliyor." diye düşünmekteyim.
Uğur Böceği / Coccinella septempunctata
Düşün düşün...
Gerçekleştirebildiğimiz her geziyi "yaşamdan çalınan güzel günler" diye tanımlıyorum.
Bu bağlamda: Şanslı olduğumu düşünüyorum.
Bir gün gelecek ayağa bile kalkamayacağım.
Kabullenmesi zor da olsa gerçek bu...
(...)
Ayrıca boşu boşuna gezmek yerine "iz bırakmanın daha akılcı olduğunu düşünenlerdenim."
Bilinç, korkunç bir lanettir
Düşünürsün,
Hissedersin,
Acı çekersin.
Being John Malkovich
25 Eylül 2013
Ankara / Çamlıdere