Bir acı, 6 yanlış!


Bir acı, 6 yanlış!

Mehmet Karabolat

Mehmet Karabolat'ı kaybettik. Öncelikle ona Allahtan rahmet, yakınlarına da baş sağlığı ve sabır dilerim.

Onu uzun yıllar önce tanımıştım...

Birbirimize her rastladığımızda yukarıdaki fotoğrafta görülen içtenliği ile bana selam verirdi.

Yanlış yorumlanmasın... Bu, bana özgü bir tutum değildi...

Herkese böyle içten davranırdı. Nezaket kurallarını kullanma şansını bir gün için bile olsa bana bırakmadı.

Mütevazı kişiliği ile ön plana çıkan kuş uzmanı Mehmet Karabolat'ın kayıp haberi beni derinden yaraladı.

Farkında bile olmadan onunla bir gönül bağı kurmuşum...

Ne acı ki bu sevgimi kendisine anlatma şansım artık yok.

Sevgimizi bir başkasına anlatmakta hasis, kin kusmakta cömertiz...

Daha sonrada pişmanlık ateşi ile kavruluyoruz...

Pişemedik bir türlü...

Bakanlıkta çalışan arkadaşlarım, benim zaman zaman masaları tek tek dolaşarak fotoğraf çektiğimi görmüşlerdir. Geçmişte bu halimi yadırgayanlar olmuştur ama, şimdi de fırsat bulursam, bile bile ayni işi yaparım.

Neden mi!

Arkalarından methiye düzmek için değil. Yaşarken de onların başarılırını anlatabilmek için!

Bu sayfalar bunun örnekleri ile doludur.

Ayrıca ara sıra onlara mektup da yazarım. "Sizi seviyor ve arıyorum, varlığınızın yokluğuna alışamadım" derim. İçtenlikle sarf ettiğim bu sözlerden dolayı her zaman mutluluk duymuşumdur.

Fotoğraf çekme arzumun kaynağına gelince...

Bir örnek vereyim, daha kolay anlaşılır.

Sn. Muzaffer Topak, çalıştığı dönemde çok başarılı işlere imza atmıştır...

Zaman zaman kendisi ile fikir ayrılığına düşsem de, gerçek budur.

Sn. Sühendan Er, örneği zor bulunur bir hanımefendidir. Uzmanlık konusunun ışıltılı bir örneğidir ve pek çok farklı meziyete sahiptir. Beraber çalışıyorsanız, tek kelime ile şanslı sayılırsınız.

Sn. Sühendan Er

Sn. Mehmet Karabolat için de aynı yönde sözleri kolaylıkla sarf edebilirsiniz.

Şimdi;

Sn. Muzaffer Topak, emekli, oldu....

Sn. Sühendan Er, kurum içinde başka bir bölüme geçti...

Mehmet Karabolat'ı sonsuzluğa uğurladık.

Hiçbir kuvvet onları artık bir araya getiremez..

Ama elimizde bir şey var!

-!..

Bunu değeri ölçülebilir mi?

Zaman olur ki hayali cihan değer...

Soldan sağa: Sn. Muzaffer Topak - Sn. Sühendan Er - Sn. Mustafa Kantarlı
ve
Rahmetle andığımız Mehmet Karabolat.

Rahmetli Karabolat, emekli olduktan sonra da inandığı davaların peşinden koşmuştu.

Sn. Nevzat Ceylan'nın yapmış olduğu bir etkinlikte onun hemen yanı başında yer aldığını gösteren bir fotoğrafı arşivimde buldum.

Hoş bir anı, hoş bir an!

Kuş Uzmanı Mehmet Karabolat'ı bir kere daha sevgi ve rahmetle anıyor, değerli ailesine başsağlığı diliyorum.

Kuşları seven ve koruyan bu arkadaşımızı yazdığı kitabı ve yaptığı çalışmalarla hatırlayacağız.

Şimdi sizlere bugün gazetelerde yayınlanan bir haberi aktaracağım.

Avcıların domuzlu merasim geçişine kaymakam engeli!

 

Balıkesir’in Erdek İlçesi’nin düşman işgalinden kurtuluşunun 85’inci yıldönümü törenlerle kutlandı.

Törende, vurdukları iki domuzu araçlarının önüne koyup, merasim geçişi yapmak isteyen Erdek Avcılar Derneği üyelerine Erdek’e vekaleten bakan Bandırma Kaymakamı Salih Keser izin vermedi. Araçlar, domuzlar çöplüğe atıldıktan sonra geçiş yapabildi. (Vatan Gazetesi - 19 Eylül 2007)

Bu haber için ne düşünüyorsunuz?

-!..

Siz düşünürken, ben öncelikle kendi düşüncelerimi seslendireyim.

Erdek, düşman işgalinden kurtulmuş.

Yabandomuzu düşman değil ki! (Bu 1)

-!..

Ölüsünün geçit töreninde ne işi var! (Bu 2)

-!..

Kurtuluş savaşında mutlaka avcıların katkısı olmuştur. Hem de büyük ölçüde...

-!..

Bu katkı böyle mi sembolize edilir! (Bu 3)

-!..

Çöplüğe (!) atacağın şeyi bayramda millete göstermeye çabalamanın ne gibi bir getirisi olabilir ki! (Bu 4)

-!..

Bayramdan bayrama, elimize bir fırsat geçiyor, avcılığı sevenden çok sevmeyen var...

Onlara, bazı gerçekleri anlatabilmenin küçük de olsa bir fırsatını yakalamışsın... Yapılana bak. (Bu 5)

-!..

Becerin bununla mı sınırlı? (Bu 6)

-!..

Adım kadar eminim (!) yabandomuzu hakkında Erdek'li avcılar da önyargıya sahip!

-!..

Nerede yok ki?

-!..

Öğreti (!) bu yönde olduğu müddetçe, olduğumuz yerde döner dururuz...

Dilimde tüy bitti, ben anlatamadım...

Belki bu şiir bir şeyler anlatabilir...

Giderayak işlerim var bitirilecek,
giderayak.

Ceylanı kurtardım avcının elinden
ama daha baygın yatar ayılamadı.

Kopardım portakalı dalından
ama kabuğu soyulamadı.

Oldum yıldızlarla haşır neşir
ama sayısı bir tamam sayılamadı.

Kuyudan çektim suyu
ama bardaklara konulamadı.

Güller dizildi tepsiye
ama taştan fincan oyulamadı.

Sevdalara doyulamadı.
Giderayak işlerim var bitirilecek,
giderayak

Nazım Hikmet

 

Çok vuranın lider olduğu dönem paleolitik dönemdi!

Ele geçirilen hayvanın sergilenmesi de o döneme ait bir güdü...

-!..

Yeni bir avcılık anlayışının tartışılması gerekiyor.

-!..

Sürdürülebilir yabanhayatının vazgeçilmez ilkeleri vardır...

-!..

Avcıların bu konulardaki eksikliği, eğitim zafiyetinden kaynaklanıyor.

Düzelir de görürüz İnşaallah...

Giderayak...

-!..

 

Mizaçta ölçülü haraket etmek her zaman bir erdemdir;

ama ilkede ölçülü davranmak daima eksikliktir

Thomas Paine

 

 

Mehmet Emin Bora

19 Eylül 2007 / Ankara

 

Not:
Bandırma Kaymakamlığı'na vekaleten bakan Sn. Salih Keser'i de sağduyulu davranışı için kutluyorum.

Bu yazı 3877 kez okundu...