Angıt


Çamlıdere /2006

Geçen sene başında Çamlıdere''de bir ev almıştım. Evin yapım süresi boyunca çevredeki yerleşim yerlerinin tamamını görme fırsatını buldum. Bölgede 1200 mt civarında olan ortalama yükseklik, havanın daima serin olmasını sağlıyor. Yaz aylarını görmeden sonbaharı yaşıyorsunuz.

Yanlış hatırlamıyorsam haziran ayı içindeydik. Çamlıdere'ye 15 km kadar yakındaki Çamköy'e gittim.

Bu göleti ilk defa, çevreyi gezerken uzaktan görmüştüm.

Çamköy Göleti

Köyün 5-6 km.uzağında sulama amaçlı bir göleti var. Oldukça küçük bu sulak alan, kendi eko sistemini yaratma çabasında.

Biraz dikkatli bakınca gölde yüzen angıtları gördüm.

Avcılıktan kalan alışkanlıkla, ilk işim onları saymak oldu.

11 tane yavru 2 tane de yetişkin birey tespit ettim.

Ben onları izlerken ana ve baba yavrularını korunma içgüdüsü ile yönlendirmeye başladı.

Ben hangi yönden yaklaşırsam tam aksi istikamete doğru yüzdüler.

Ne yaparsam yapayım, istediğim pozisyonu alamadım.

Süre uzadıkça ana ve babanın tedirginliği de arttı.             

Bir süre sonra önce erkek, daha sonra da dişi yetişkin, uçarak göl üzerinde halkalar çizmeye başladı.

    

Onları rahatsız ettiğimin farkına vardım.

Uzak mesafeden de olsa, fotoğraf çekmemden ötürü huzurları kaçmıştı.

Ben de, ilgimi çevremdeki diğer güzellikler üzerine odaklayarak oradan uzaklaştım.

Aradan yaklaşık olarak 15 gün geçti.

Angıtları tekrar görmek istedim!

Doğruca Çamköy'e gittim. Gölde sadece bir yavru angıt vardı!

ve

İki de yetişkin birey.

Tedirgin iki yetişkin birey!

Diğerlerine ne olmuştu acaba?

-!..

İçimi derin bir hüzün kapladı.

Acaba, acaba kendini bilmez biri onları avlanmış olabilir miydi?

Hızla köye geri döndüm. Köyde kalan insan sayısı bir elin parmakları kadar az...

Zor da olsa birini bahçede otururken gördüm ve hal hatır muhabbetinden sonra biraz da telaşla ona sordum.

- Son 10 gün içinde köy de av yapan oldu mu?

- Bu köyde hiç avcı yok ki!

- Peki, geçenlerde gölette 11 angıt yavrusu vardı. Şimdi sadece bir tane kalmış! Diğerlerine ne oldu?

- Onları uçurdu.

-!..

- Kalan yavruyu da bugün yarın uçurur... Sonra da hepsi gider. Biz köyde onları koruyoruz. Her yıl böyle yapıyorlar.

-!..

İki farklı duyguyu bir anda yaşadığımı hatırlıyorum.

Çok sevindim.

Çünkü yavruların hepsi uçacak kadar büyümüş.

Çok da utandım!

-!..

Kimi zaman "angıt" kimi zaman da dilimizde "angut" olarak kullanılan bu kuşun latince adı aslında Casarca ferruginea.

Angıt
Casarca ferruginea

Bizler, birine bir şey anlatmaya çalıştığımızda karşı taraf algılama (!) sorunu yaşarsa, ona hitaben "Allah''ın angutu" şeklinde bir argo cümle sarf ederiz.

Şimdi, bu yakıştırmanın doğru olmadığını düşünüyorum.

Ayrıca bu su kuşu, eşine olan bağlılığı ile ünlü.

Eşi öldüğü zaman onun başucundan ayrılamayan bu canlının sergilediği tavır çok anlamlı!

Görülen odur ki halâ hayvanlardan öğreneceğimiz bazı şeyler var!

Angıt sürüsü / Kütahya

Son yavruyu gölden salimen uçurana kadar başında nöbet tutan angıtların bu tutumu çok manidar!

-!..

"Yavrusuna sahip çıkan, bu angıtlar kadar olamadık" diye düşünüyorum!

-!..

Mitingden bahsediyorum...

Av yapmak için binlerce (!) km yola gidebilen avcılardan (!) acaba kaç tanesi dün Ankara'ya geldi?

Ankara''da olmasına rağmen kaç tanesi Tandoğan Meydanı'na geldi?

Gelenleri de yürekten alkışlıyorum. (Fotoğraf gönderirlerse bu sayfaya koyarım)

Dün Cumhuriyet'e sahip çıkan yüz binleri gördünüz mü?

Bizim bir kısım medyanın (!) görmek istemediğini manzara

Ankara Üniversitesi Öğretim Görevlileri

  

Ümran - Mehmet Bora

Eşim ameliyat sonrası iyileşme sürecinde...

Ama katılmalıydık!

2107 de yaşayacak avcı kardeşlerim.

2007 yılının başında, hem memleketin hem de yabanhayatının geleceği hususunda çok ciddi kaygılarım var.

Bunun sebebi bizleriz.

Avcılık bağlamında ifade etmem gerekirse bunlar;

Kulübüne kuru laftan başka hiç bir katkı koymayan avcılar...

Üyesine hiç bir şey veremeyen kulüpler...

Benimsediği düşünceyi açıklamaktan korkanlar...

Kişisel çıkarı için mevcut idareye methiye düzenler...

21'inci yüzyılın teknolojisiyle "hala ilk günkü gibi yaşayan hayvanları" öldürmek için yarışanlar!

Öz dilini aşağılayanlar...

Kısacası, hepinizin yakinen tanıdığı rüzgar gülleridir!

Geçenlerde "Öz diline sahip çık ki, sahibin olmasın" şeklinde bir slogan okumuştum.

Yavrusunu yalnız bırakmayan angıtı hatırlayın!

Gün, Ata'nın emanetine sahip çıkma zamanıdır.

Hüseyin Gazi Tepesi
15 Nisan 2007

 

Doğru olanı yapmak için her zaman, doğru zamandır.

                                                              Martin Luther

Mehmet Emin Bora

15 Nisan 2007 /ANKARA

Bu yazı 8912 kez okundu...