Sulak Alanlar!
DÜNYADA SULAK ALANLAR GÜNÜ
TÜRKİYE'DE KURAK ALANLAR MI?
Fotoğraf: M.E.Bora / Nemrut Krateri
2 Şubat Dünyada Sulak Alanlar Günü olarak benimsenmiş. Dünya, özellikle de gelişmiş ülkeler sulak alanların insan yaşamı ve doğa için önemini kavramış durumda...
- Doğal hayata barınak sağlarlar.
Şimdilik özetleyebileceğimiz bazı yararları bunlardır. ABD''de sulak alanların kaybedilmeyeceği, hatta her sene artırılacağı yasa hükmüne bağlanmıştır. Ülkemizde ise tüm yasalar ve uluslararası andlaşmalar mevcut olduğu halde, sulak alanlarımızın yaklaşık olarak yarısını kaybettik.
Fotoğraf: M.E.Bora / Tunceli -Ovacık
Son 20 yıl içerisinde kişi başına düşen su miktarımız 4 bin metreküp iken 1400 metreküplere geldi.
"....Sulak alanların doldurulması ve kurutulması yasaklanmıştır. Bu konuda, 2007 ile birlikte sulak alanlarını kirleten ve zarar verenlere cezai uygulamalara da başlandı. Sulak alanların korunması konusunda tüm kurum ve kuruluşlar, üzerlerine düşen görevleri yerine getirmezlerse özellikle iç bölgelerimizde içme suyu temini dahi tehlikeye girebilecek ve çölleşme tehdidiyle karşı karşıya kalınabilecektir." diyor.
Tüm kurum ve kuruluşlar dediği, devletin diğer kurumları... Onlara söz geçirilemiyor. Diğer yandan 1. sınıf tarım arazilerinin amacı dışında kullanılmasını engelleyen Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Yasası gevşetiliyor, geçiş süresi uzatılıp duruyor.
Fotoğraf: M.E.Bora / Tunceli -Ovacık - Gözeler Mevkii
"Kuraklık var, felaket yaşanacak, bunların hepsi spekülasyondur. Bazı çevreler bilinçli olarak spekülasyon yapıyor. Buğday fiyatlarını yükselterek, piyasalarını yükseltmek için bu dedikoduları çıkarıyorlar" diyor.
Görüldüğü gibi devletin ilgili kurumları arasında, konunun tanımı açısından bile bir uyum yok. Ya özel sektör ? Özel sektör daha beter. Malum bir ekonomik meslek kuruluşu yöneticisi çıkıp, çevre düzeni planını eleştirerek tarımsal topraklarda organize sanayi bölgesi kurulmasını savunmuştu.
Kendisine kalsa hiç çevre düzeni planı yapılmasa "çok süper olacak".
Sulak alanlarımızın maruz kaldığı kirlenme riskinin kaynağı da Bakanlıklar değil, özel sektörümüzdür. Firmalarımız birincil ödevleri olan arıtma tesisi kurmak için devlet yetkililerinin gözünün içine bakıp yardım, teşvik vs. dilenmektedirler.
Fotoğraf: M.E.Bora / Ağrı
Mehmet Ekizoğlu
05 Şubat 2007
ANKARA