Akil bir adam, tuzunu atacak!
Sn. Ahmet Bayramusta ile ilk defa tanışmamız yıllar önce telefon vasıtası ile oldu. Devrek'ten sık sık arayarak yabanhayatının sorunlarını bana anlatır, ben de ondan edindiğim bilgileri ilgili kişilere aktarırdım. Hemen hemen 13 - 14 sene evvelden bahsediyorum.
Sadece bununla kalsa iyi, Ahmet Bey, hemen hemen her bayram ve kandil günleri beni arayarak mahcup da ederdi. Bir gün yine telefonla beni aradığında "Uygunsanız sizi ziyaret etmek istiyorum" dedi. Çok mahçup olduğumu hatırlıyorum. Çok da mutlu...
Sn. Ahmet Bayramusta
Kısa bir süre sonra evime gelen Sn. Ahmet Bayramusta ile koyu bir sohbet yapmıştık. Ayrılırken "Ben de mutlaka sizi ziyaret edeceğim" demiştim. Bu sözlerimin üzerinden tamı tamına 2 yıl 4 ay geçmiş. Bu süre zarfında verdiğim söz her aklıma geldiğinde sırtımdan aşağı serin suların indiğini anımsarım.
Pazar sabahı Çamlıdere'den çevreyi gezmek için yola çıktığımda, aklıma uzun süre önce verdiğim söz geldi ve arabanın direksiyonunu hiç düşünmeden Devrek yönüne çevirdim.
Haritaya baktığımda Gerede - Mengen - Devrek yol tercihinin yanı sıra Gerede - Eskipazar - Mengen - Devrek seçeneğinin de olduğunu gördüm ve ikinci güzergahtan gitmeye karar verdim. İyi ki de öyle yapmışım . Gördüğüm güzellikler karşısında tabîr-i caiz ise mest oldum diyebilirim.
Etrafı tel örgü ile çevrilmiş bir anıt ağaç!
Eskipazar -Mengen yolu 10.km.
Ve her zaman olduğu gibi içim yandı!
Niye mi?
Bu doğal kaynaklara bir başka ülke sahip olsa, o ülkede neler, neler olurdu da şaşar kalırdınız.
Bu fikri aklımdan hiçbir zaman çıkaramıyorum.
İddia ediyorum, doğal kaynaklar akılcı yönetilebilse, bu ülkenin 250.000 insanı birinci sınıf hayat standardına kavuşur.
Bu hareketin itici gücü de avcılık olur.
Dikkat!
Yeri geldiği için söylemek istiyorum.
İçinde bulunduğumuz bu günlerde kafalar karıştırılmak isteniyor.
-!..
Gücünü (!) "Yasaklar"dan alanlar yine iş başında!
Bir yandan "Bu iş bitti" derken, diğer taraftan da "Ben idare edersem olabilir" diyor.
Aldanmayın bu kuru tehditlere...
Hiç şüpheniz olmasın ki, dünya durdukça avcılık devam edecektir.
Zaman içinde, uygulamaya dönük usul ve yöntemler değişse de,- temel niteliğinin değişmesi, yaşamın gerçeklerine ve felsefesine aykırı olduğu için - sonuç asla değişmeyecektir.
Değişemez!
Bilgi ve bilimin ışığında, sevgi ve merhamet ile donatılmış "akıl" sahibi avcılar, doğru yolu kolaylıkla bulabilir.
Aksi takdirde bindiğimiz dalı kesmiş oluruz.
Fikren tutarsız bu insanları iyi takip edin!
-!..
Ve onlardan daha tutarsız olan rüzgar güllerini!
-!..
"Kimdir bunlar? " diye merak edenlere bir tek yol gösterebilirim.
Araştırın ve okuyun.
Dün göklere çıkardıklarını bugün yerden yere vuran,
veya dün eleştiri odağı yaptığı insanların önünde bugün "kimler sürtünüyorsa" onlardan bahsediyorum.
Ülkemde işsizlik almış başını gidiyor.
İnsanlara "çaresiz" oldukları aşılanıyor."Öğrenilmiş çaresizlik" öğretiliyor!
Zaman zaman "Hak ediyoruz" diye düşünüyorum
Çamlıdere'den Devrek'e kadar yol boyu kafam bu düşüncelerle doldu taştı.
İlçeye girer girmez ilk işim Sn. Ahmet Bayam Usta'nın işyerini sormak oldu. Hemen tanıdılar ve beni yönlendirdiler. Ben de kolayca buldum. Küçük yerlerin böyle bir avantajı var.
Soldan sağa: Ümran Bora - Celal Telci - Ahmet Bayramusta ve Mehmet Bey
Hal hatırdan sonra ayaküstü hemen çaylar söylendi. Başladık avcılık üzerine koyu bir sohbete.
Anlatıldığı kadarı ile Devrek'te durum içler acısı. Bir zamanlar özellikle keklik avı ile ünlü yörede şimdi keklik tükenme noktasına gelmiş.
Av turizmi gerekçesi ile iki şirket ormana demir atmış! "Tekerlekli ev getirdiler" diyorlar.
Avlanma sırasında ne kontrol memuru varmış ne de köylüler!
Kendin pişir, kendin ye misali.
Durum o derece vahim bir hal almış ki çevredeki 19 köyün muhtarı bu duruma "dur" demek için toplu şikayette bulunmuşlar.
Eğerci Belediyesi'ne bağlı 19 ayrı köy muhtarının verdiği dilekçe.
Peki, idare ne yapmış?
-!..
Ne yapmasını bekliyorsunuz?
-!..
Bugüne kadar ne yaptılar ki?
-!..
Yapamadıkları, yapamayacaklarının garantisi değil mi?
-!..
Sn. Yaşar Ocakçı
Sn. Ocakçı ile yapmış olduğum sohbette " Şirketler 20 tane yabandomuzu vuruyorlar tutanağa 3 tane yazıyorlar" diyor.
Ayrıca avlanması yasak olan diğer memeli türlerinin de avlandığı yönünde şikayetler varmış.
Ülkemizi ziyaret eden sıradan turiste de av yaptırıyorlarmış.
Koruma kontrol hemen hemen bitti gibi.
Onlarca şikayet var...
Var da, ciddiye alan var mı?
-!..
Ben bunu senelerdir seslendiriyorum. Kimin umurunda?
En şaibelisi, şimdi en itibarlısı oldu.
Devrek civarını temizleyen iki şirket şimdi kuzey-doğu'ya doğru yeni alanları tarıyorlarmış.
Çünkü yabandomuzlarının diş uzunluğu yeterli değilmiş!
2 sene sonra yeniden geleceklermiş!
Ben her MAK toplantısında bu "diş" meselesini sorgulardım da, onlar da her ne hikmet ise "erkek vuramadık" derlerdi.
Kim sıkışırsa "erkek yok" diyor.
Erkek yok.
Nasıl gördünüz mü şimdi?
-!..
Beğendiniz mi?
-!..
Hadi ben o zaman doğru söylemiyordum da bu 19 muhtar neyin nesi?
-!..
Kim doğru söylüyormuş?
-!..
İşte, bu ve benzeri gerçekleri seslendirdiğim için "bazı insanlar" (!) tarafından hiçbir zaman sevilmeyeceğim.
Çoğu zaman da yalnız kalmış gibi görünüyorum!
Ama, yürekten inanabilirsiniz ki bizler yalnız değiliz,
Aslında bizler, suskun görünen çoğunluğuz.
Bu gerçekle gurur duyabilirsiniz.
Çaylar içildikten sonra eski bir dostumuzu ziyaret edelim dedik.
Düştük yola.
İlçe içinde iki avcılık klübü var.
İki klübün arasındaki mesafe de 5 m
Neden?
-!..
Tüm sivil toplum örgütlerinde görülen "defo" burada da var.
Klübün üye sayısı 400 ama, düzenli aidat veren üye sayısı 100!
Avcılar, kendi yükümlülüklerini yerine getirmeden ve birlik içinde olmadan hiç bir yere varamazlar.
Bu böyle bilinmeli.
Sn. Tansel Işık'la ilk defa 1993 yılında tanışmıştık. Aradan tam tamına 13 sene geçmiş.
.
Sn.Tansel Işık
Hakkında "karaca bacağından baston yaptı" diye dava açmışlardı o zaman. Karacayı vuranı değil, bacağını kullananı cezalandırmak istediler.
Ne acıdır ki bu ülke insanının, "semer dövmek" gibi bir alışkanlığı var!
Ötekinin tehlikesi var!
Teper.
Her neyse dava bitmiş. 7.5 milyarlık dava 70.000 TL'ye bağlanmış.
Neden acaba?
-!..
Tansel Işık mahkeme aşamasında bir örnek vermiş. "Ben satın aldım cezalanıyorum.
O zaman Cumhurbaşkanı'nı da cezalandırın, o da aldı!"
- Hangi Cumhurbaşkanı?
Rahmetli Turgut Özal'a karaca ayağı takılmış bir baston veriliyor.
- Sn. Turgut Özal
-!..