Av Tüfekleri
Av tüfekleri ile korunma veya bekçilik ne derecede doğru?
Resmi, Gazete'de yayınlanmış tüm yasalarda adı “av tüfeği” olarak geçen silah, niçin başka amaçlar için de kullanılabiliyor. Adı üstünde av amacı dışında kullanılmamalı. Yasal olarak avlanmanın adı bile Türkiye'de katliam, canavarlık, katillik olarak geçiyor. İşlenen cinayetlerin medya başlıkları “Pompalı tüfek faciası veya vahşeti” diye çıkıyor.
Buna bir çare bulunamaz mı?
Av tüfeği sahiplik belgesi olanların müktesep hakları vardır. Bunlar kayıt altına alınmıştır. Onun için verilen haklar geri alınamaz. Burası Türkiye. Öyle verilmiş haklar geri alınmıştır ki avcıdan başkasının av tüfeği kullanması hakkı toplum, doğa ve avcı menfaati için geri alınabilir. Devlet kendi eliyle sattığı yarı otomatik yivli tüfeklere taşıma ve avlanma ruhsatı vermeyerek, verilmiş hakkı geri almıştır. Demek ki haklar alınabiliyormuş. Avcı itil, kakıldan usanmış, kendisine reva görülen katil, katliamcı sözlerinden utanır olmuştur. Av tüfeği sahiplik belgesi almak çok kolaydır. Alınan bu belge ile kişi tüfeği taşıyabilmekte ve bulundurabilmektedir. Sadece "avlamaz" denilmiştir.
Kim bilir bu kişinin avlanmadığını?
Her an, her yerde, her avcı arkasında bir kontrol eden yoktur ki!..
Kaçak tüfekler de tüm bunların cabası.
İnsanlığın tarihinin avcılığın tarihiyle aynı olduğu bilinmektedir. Avlanma ve avcılık insanlık var oldukça olacaktır. Öyleyse mutlaka bir çare bulunmalı ve avcılık haricinde av tüfekleri hiçbir amaçla kullanılmamalıdır. Dağdaki çoban kurt, çakal, yabani köpek tehdidinde ise yanında sadece şevrotin ve tek kurşun bulundurmak kaydı ile özel bir statü içine alınmış avlanma belgesi sahibi olmalıdır.
Bunun haricinde evlerde, atölyelerde, fabrikalardaki korunma amaçlı av tüfekleri sahiplik belgeleri iptal edilmeli ve toplatılmalıdır. Toplatılan bu tüfeklerin bedelleri de;
gelirleri fazla olduğu ve harcayacak (!) yer bulamadığından ötürü hazineye iade eden, Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından ödenmelidir.
Korumaları olan tüm işyerleri için korumalara 6136 sayılı Ateşli Silahlar Kanunu'na uygun olarak silah verilmektedir.
Türkiye'de avlanan kişilerin ancak %4 kadar bir kısmının avlanma belgesi ve pulu aldığı tespit edilmiştir.
Bu rakam da 57.000 kişidir.
Yoğunluk olarak da Batı Anadolu, Marmara, Akdeniz ve İç Anadolu bölgeleridir. Doğu, Güneydoğu, Karadeniz bölgelerinde çok seyrektir.
Hatta bazı illerde bu sayı 3'e kadar düşmektedir.
Bir kaç milyon adet av tüfeği sahiplik belgesi polis ve jandarma da kayıtlıdır. Türkiye avlakları 700.000 avcıyı barındırabilmektedir.
Kayıtsız ve sahiplik belgesiyle avlanan avcı sayısı bunun 2 katı olarak tahmin edilmektedir.
Kim avcı kim değil bunun tespitinin mutlaka yapılmalı ve gerçek avcının itibarı geri alınmalıdır. Kendini bilmez, kurs, eğitim görmemiş, avlanma belgesinin, pulunun adını duymamış av kapanınca av sezonu başlayan çapulcular artık yok edilmelidir.
Avlanma pulunun tüm Türkiye'yi kapsaması son derece yanlıştır. Avlanma pulları 9 bölge için ayrı olmalıdır. Doğuda veya İç Anadolu'da avlanacak Egeli avcı 3 bölge için avlanma pulu almalıdır. Bunun için de avcılık derneklerine iş düşmekte, kayıtlı avcılarına kurs ve eğitim vermeleri, avlanma pullarını aldırmaları gerekmektedir. Bütün bu uygulamalara rağmen avcılık derneklerinde kayıtlı ama avlanma belgesi ve pulu almayan sözde avcıların “avlanmıyorsan tüfeğini teslim et” denilerek eğitime ve avlanma belgesi almaya zorlanmalıdır. Zorlanmalıdır ama avlanma pulu bedelleri azaltılmalıdır. Her bölge için ayrı, ayrı olmalı ve gelir düzeyine göre yapılmalıdır.
50.000 kişiye 35 YTL den satılan pullar yerine, 500.000 kişiye 10 YTL den satılan pullar olmalıdır. 500.000 kişiye 10 YTL den satılan pullar 5 milyon YTL gelir, 50.000 kişiye 35 YTL satılan pullar 1,7 milyon YTL gelir getirmektedir. Hangisinin daha doğru olduğu ortadadır.
Polis ve jandarmada kayıtlı olan silahlar DKMPGM Avcılık Daire Başkanlığı tarafından istenmelidir. Kendi kayıtları sadece avcıları ihtiva ettiğinden diğer tüfeklerin av amaçlı kullanılmadığı ortaya çıkacaktır. Bu silahlar için 1 sene mühlet verilmeli, avcı olmayanların tüfeklerini teslim etmeleri istenmelidir.
Bu 1 sene süresince hakikaten avcı olanlar mecburen yükümlülüklerini yerine getirecekler, eğitimini alıp avcılık belgelerini çıkartacaklardır. Bu 1 sene içerisinde hiç kayıtsız olan av tüfeklerine de kayıt imkânı sağlanmalıdır. Çünkü hem tüfek kayıtsız, hem kendi kayıtsız binlerce avcı vardır.
Bu kişiler için, av mevsimi , MAK KAK zaten hiç bir şey ifade etmemektedir.
Av tüfekleri sahiplik belgeleri de verilen 1 senenin sonunda DKMPGM tarafından verilmelidir. Sebep olarak da av tüfekleri bundan böyle av amacının dışında bir amaç için kullanılamayacaktır. Polis ve jandarmanın av tüfeği sahiplik belgesi vermek için harcadığı mesai ortadan kaldırılmalı asli görevlerine dönmelidirler. KAK içinde yer alan ancak şimdiye kadar hiç ortaya çıkarılmayan av polisi teşkilatı mutlaka kurulmalıdır. Bunca işsiz bulunan bu ülkede istihdam yaratılmalıdır. Satın alınan av tüfekleri faturalarının bir nüshaları, satın alındıkları illerin DKMP Müdürlüklerine gönderilmeli veya faxlanmalıdır. Bu şekilde kaçak tüfek satımı da önlenmiş olacaktır.
Av tüfeği sahiplik belgesi diye bir şeyin olması, kaçak avcılığın kesinlikle önlenemeyeceği anlamına gelmektedir. Hal böyle olunca gerçek, her türlü yasal işlemini yerine getirmiş avcı için mağduriyet daima kaçınılmaz olacaktır. Geçtiğimiz av sezonunda alınan 50.000 avlanma pulu iddia ediyorum 2006–2007 av sezonunda 25–30 bin adetlere düşecektir. Bir yaptırım getirilmediği takdirde yıldan yıla da bu rakamlar azalacaktır. Gördüğümüz yazdığımız karelediğimiz yanlış işlerin fotoğrafları da inanılmaz sayıda artacaktır. Kamuoyu tepkileri şimdilerin çok üstüne çıkacak, gerçek avcılar için alarm çanları çalacaktır.
İyi tüfek atmanın avcılık olduğunu zannedenlerin yanında gerçek avcılar da yok olup gidecektir.
Bu yazılanların bir senaryo olmadığı aşikârdır. Görünen köy kılavuz istemez.