Akıl, Akıl Gel de Kafama Takıl


 


Bebek bakıcısı Doug,

- "Biraz üstten gitti" dedi.

Mekanizmayı kurarak yeniden nişan aldım. Tetiğe bastım, hedefin üzerinde bir tutam toprak uçtu. Doug,

-"Karavana" dedi.

Bozulmuş bir şekilde,

- "Belki de bu tüfeğin gezinde bir sorun var" dedim.

Doug 22 Mossberg yivli tüfeğin gezini kontrol etti. Biraz ayarlayarak indirdi. Bir mermi daha sürerek ilerideki kırmızı minik hedefe nişan aldım. Nefesimi tutarak tetiği ezdim.

Doug'in bet sesi yine aynıydı:

- "You missed it!"

Bence hala tüfekte bir hata vardı. Amerikalıların coyote ve tavşan avında kullandıkları bu küçük yivli tüfekle attığım 20 kurşundan belki de 15 tanesi karavanaydı.

      

coyote

Bozulan fiyakamı düzeltmek üzere Ruger 270 tüfeğini elime aldım. Bunda da sonuçlarım pek iç açıcı değildi. Doug'a teşekkür ederek hızlıca trap poligonuna doğru seyirttim.

Neyse ki trap poligonunda Beretta yarım-otomatikler beni bekliyordu. Barut kokusunu içime çekerek atışlara başladım. Bebek bakıcım Roger sürekli ,

-"Nice shot" diyerek az önce yerle bir olan moralimi düzeltiyordu.


Hafta sonu Kankakee kentinde Illinois Eyaleti Silah Cemiyeti diye çevirebileceğimiz Illinois State Rifle Association'in (ISRA) yıllık aktivitesine katıldık. Aktivitede atışlar, silah üreticilerinin sergileri ve atış gösterileri yapıldı.

Tüm katılanlara kısa bir silah güvenliği dersi verildi. Atışlarda yanınızda muhakkak bulunması gereken atıcılık uzmanlarına "babysitter" yani bebek bakıcısı deniyor.

Bebek bakıcıları özellikle genç ve çocuk atıcılarla yakından ilgileniyor ve gençlere silahları emniyette kullanmayı ve atış yapmayı öğretiyor.

Bir diğer tarafta da ok ve yayla avcılık plastik hedeflerle öğretiliyor.

Etkinlikte özellikle çocukların ve gençlerin silahlara ilgisi ve ailelerin çocuklarını bu konuda cesaretlendirmesi dikkatimi çekti.

             

Ağustos ayında da sadece gençler için "Atış Kampı" düzenlenecek. 1903 yılında kurulan ISRA, ABD'de çok etkin bir silah hakları örgütü olan Ulusal Silah Cemiyeti'nin (NRA) bir kolu durumunda.

Eyalet çapında silah bulundurma hakkını savunmak ve güvenli silah kullanımını yaymak amacıyla etkinlikler yapıyor.

Amerikan Yaban Hindisi Kuruluşu tarafından yaptırılan bir araştırmaya göre ABD'de her sene avcılığa başlayanların sayısı % 30 oranında azalıyor.

Amerikan avcılık örgütlerince, avcılığın ileriki nesillere aktarılmasında ve avcılık kültürünün korunmasında en önemli husus olarak gençlerin avcılığa özendirilmesi değerlendiriliyor.

Bu amaçla onlarca gönüllü avcı kuruluşu "Avcılık Geleneğini Aktarma" amacına yönelik fonlar kurdular. Bu fonlar sayesinde ABD'de her yıl binlerce genç avlanma imkanına sahip oluyor ve yeni nesil avcılar meralara merhaba diyor.

Amerikan Balıkçılık ve Yaban Hayatı İdaresi ve eyalet yöneticileri de gençlerin avcılığa ve balıkçılığa teşvik edilmesinde büyük destek sağlıyorlar. Her sezonda gençlere özel av ve atıcılık eğitimleri düzenleniyor.

Bizde eksik olan bu. Varolan anlayış, şu anda avcıların başına gelenlerin sebeplerinden birisidir.

 

İki avcı bir aradaysa tatlı bir sohbet ,
Üç avcı birarada ise, 1 kavga,
Dört avcı birarada ise, 2 kavga,
Daha fazla avcı bir arada ise, hep kavga vardır.
                                                                                          (M.E.Bora)

 

Yanlış diyorsanız, birlik nerede?  (M.E.Bora)

 

Bu anlayışı değiştirmek ve gençlerimizi avcılığa özendirmek, bizim en önemli görevimiz olmalıdır. Bu zihniyet değişikliğini memleketimizde görebilmek dileğiyle...


Rastgele

Mehmet Ekizoğlu

06 Ocak 2006

Sn. Mehmet Ekizoğlu'nun yazısı burada bitiyor.

Şimdi düşünme zamanı!..

Mesala bir (!) ülkede 3-5 yazar (!) merhametinizden istifade ederek, hergün avcıları aşağılayan yazılar yazsa!...

O ülkede yabanhayatında yaşanan tüm olumsuzluklardan, avcılar sorumlu tutulsa!..

Sürekli olarak, yanlış bilgilendirilseniz!..

Yabanhayatını yönetmekle sorumlu olan idare;

Sanki, her şey yolundaymış gibi, ellerine geçen parayı harcamadan hazineye iade etse!..

Avcılara dönük eğitim işi, kelimenin tam anlamı ile sulandırılsa!..

O ülkede yabanhayvanlarının yaşaması için gereken ortam yaratılmış olur mu?

-!..

Allah'dan ki, bizim ülkemizde böyle şeyler olmuyor...

Sn. Ekizoğlu'ndan öğreniyoruz ki, U.S.A'da avcılık teşvik edildikçe yabanhayvanları çoğalıyor?

Nasıl oluyor!..

Anladınız mı?

Yabanhayvanları, ne merhametsiz avcıların elinde, ne de merhamet bezirganlarının elinde yaşama şansı bulabilir.

"Akıl akıl, gel de kafama takıl" sözünün gerçekleşebilmesi için önce ne lazım!..

-!..

Nereye takılsın ki..?

-!..

Yabanhayatının idaresinden sorumlu olanların ilk yapması gereken "özeleştiri" olmalıdır.

O zaman "takılır" diye düşünüyorum.

 

"İnsan kendi benliğine, tepeden tırnağa silahlanarak girmeli.

İnsan kendi içinde "ev sahibinin dolaştırdığı konuk" gibi gezinmeli."

                                                                                                                                P. Valery

Bu yazı 5621 kez okundu...