ŞİİRLER
HASRETİM
Gülüm bana veda etti,
Ayrılık canıma yetti,
Işıksız kaldım burada,
Gözlerim ardından gitti.
Kaldım yine bir başına,
Yaslandım sabır taşına,
Gözlerinden çok ırağım,
Hasretim kara kaşına.
Yürür ayak benim değil,
Rüzgar vuran tenim değil,
İki elim birbirinde,
Sanki onlar benim değil.
Kaldım yine bir başına,
Yaslandım sabır taşına,
Gözlerinden çok ırağım,
Hasretim kara kaşına.
Çarpar yürek benim değil,
Tende bu can canım değil,
Benden ayrı sanki ruhum,
Sensiz akan kanım değil.
Kaldım yine bir başına,
Yaslandım sabır taşına,
Gözlerinden çok ırağım,
Hasretim kara kaşına.
Ali ŞAHİN
Temmuz 2005 Ankara
İNCE DEĞİL, SİVRİ
Sözü yamuk özü yamuk
Bize diken ele pamuk
İşkembeden atar ise
İnsan olur ancak komik
Açar ağzın yumar gözün
Bilmez durağını sözün
Kemiği yoksa da onun
Hem dikenli hem de uzun
Girer en ince delikten
Hiç anlamaz incelikten
Erimez tükenmez bitmez
Daha sağlamdır çelikten
Düşmeyegöreyim dara
Hançerden çok açar yara
Başka rengi yoktur onun
Yüzümüze sürer kara
Ali ŞAHİN 30.01.2007-Ankara
KESİN TUTACAK
(DOĞA VE BARIŞ)
Zeytin tanesi düşüyor toprağa
Umut filizi olacak barışa
Uzanan dal olacak kardeşliğe
Ya biterse değil, kesin bitecek
Dal olup odun olacak ormana
Kini yakarak küle döndürecek
Barış çubuğu olacak düşmana
Ya tüterse değil, kesin tütecek
Arı uçuyor çiçekten çiçeğe
Barış toplamak için hepimize
Çiçek demetini atacak bize
Ya atarsa değil, kesin atacak
Bir bulut gülerek engin denize
Sevgi yağdıracak üzerimize
Onunla herşey bol bol yeter bize
Ya yeterse değil, kesin yetecek
Gün yüzünü dönerken aydınlığa
Güvercinler çiftleşiyor çatıda
Barış çalıyor bütün insanlığa
Ya tutarsa değil, kesin tutacak
Ali ŞAHİN 01.02.2007 Ankara
ÖLÜRÜM SENİN DİLİNDEN
(DIRDIR DESTANI)
Dil değil belki de zehir,
Ölürüm senin dilinden.
Sanki kin akan bir nehir,
Ölürüm senin dilinden.
Arı soksa arı ölür,
Bala değse zehir olur,
Canım alır ağır ağır,
Ölürüm senin dilinden.
Rotatiften daha hızlı,
Sanki ucu sivri bizli,
Sinsi sinsi, gizli gizli
Ölürüm senin dilinden.
Kaktüs buna bakış pamuk,
Çıkan her söz sivri yamuk,
Dilim dilim, kıymık kıymık,
Ölürüm senin dilinden.
Sen sözümü yabana at,
Ne kol kaldı ne de kanat,
Dakka dakka, saat saat,
Ölürüm senin dilinden.
Hiç gülmedim hep ağladım,
Ne ağzımda kaldı tadım,
Yavaş yavaş, gıdım gıdım,
Ölürüm senin dilinden.
Derdimi söylesem kime,
İnandıramam kendime,
Parça parça, lime lime,
Ölürüm senin dilinden.
Ceketimin cebi delik,
Kel başımın eti yenik,
Damar damar, ilik ilik,
Ölürüm senin dilinden.
Ben suçumu kime atam,
Derdim oldu tutam tutam,
Hücre hücre, atom atom,
Ölürüm senin dilinden.
Bir yay gibi gerilirim,
Her an yere serilirim,
Ölür ölür dirilirim,
Ölürüm senin dilinden.
Ali seninki delilik,
Ararsın kaçacak delik,
Köşe bucak, fellik fellik,
Ölürüm senin dilinden.
Ali ŞAHİN 02.03.2006-Ankara
SAYCA’NIN AVCILARI
Sayca önünde mor sümbüllü bağlar
Ona düz gelir tepeler ve dağlar
Kekliklerin hep sürüsünü avlar
Celil adlı bir avcı var Sayca’da
Onun ufku çam ağacı ve toruk
Senirden inerken delinir çarık
Asıl adına derler Mehmet Arık
Kıraç namlı bir avcı var Sayca’da
Araca’dan araziye açılır
Soğuk Çeşme’den soğuk su içilir
O tüfeğinin sesinden seçilir
Kaptan namlı bir avcı var Sayca’da
Acıgöl’dür onun eski mekanı
Yıldırmaz gözünü azgan dikeni
Turaç alasından da onu tanı
Mustafa adlı avcı var Sayca’da
Tüfeğini koltuğuna kıstırır
Av yapmayan köpeğe kan kusturur
Muska ile keklikleri pusturur
Cini namlı bir avcı var Sayca’da
Fişekliği eksik olmaz belinden
Uçan ve kaçan kurtulmaz elinden
Arkadaşları çok çeker dilinden
Kemal adlı bir avcı var Sayca’da
Ava yaklaşınca şöyle bir durur
Boşalan tüfeği hemen doldurur
Eşek üstü ters giden kuşu vurur
Reşit adlı bir avcı var Sayca’da
İkiyüz metreden avını görür
Beklemez hemen üzerine yürür
Yasak dinlemez turacı da vurur
Kerim adlı bir avcı var Sayca’da
Vurmaz da sanki keklikleri güder
Bir keklik avlar lafını bin eder
Avcıya kekliğe selam verir gider
Ali adlı bir avcı var Sayca’da
07.02.2007-Ali ŞAHİN
SEVEBİLMEK
Sen bir derya olsan bir kutuptan bir kutuba
Ben de bir kayıkçı olmak isterdim
Seni boydan boya geçmek
Sende boğulup sende ölmek isterdim
Ne güzel değil mi?
Seninle çepeçevre olmak
Seni içerek ölmek sende boğulmak
Yaşarken de ölürken de seninle olmak
Gün boyu serinliğine hasret kalıp
Her akşam ılık ılık esen
Saçların gibi dalgalarını okşayıp duran
Bir meltem olmak isterdim
Ne güzel değil mi?
Çöllerin kavuruculuğundan serinliğine ulaşmak
Kutupların soğukluğundan gelip sıcaklığında ısınmak
Yağmur olup damla damla sana kavuşmak
Saçların misali dalgalarının
Her an yüzüme vurduğu kumsal olmak
Dünyayı boydan boya saran
Kıyı-deniz misali seninle yanyana olmak isterdim
Ne güzel değil mi?
Senin gibi bir deryaya kıyı olabilmek
Her an dalgalarını göğüsleyebilmek
Her şeyde seni görebilmek
Ne güzel değil mi?
Sen sevmesen de seni SEVEBİLMEK
Ali ŞAHİN
23 Ekim 1983-İstanbul
VATAN AŞKI
(Elbiseleri paramparça olan Çanakkale kahramanı askerler için yazılmıştır.)
Elbise demeye dilim varmıyor
Ne bir gömleği ne de yeleği var
Parça bezler vücudunu sarmıyor
Altında çelikten bir yüreği var
Sanki rüzgara veriyor bağrını
Vızır vızır gelen kurşuna değil
Ölüme değil sanki onun yolu
Toprağa düşüşü boşuna değil
İkiyüzellibin can toprak oldu
Bu cennet vatan için ölünmez mi
"Öl" emrini beklediler sadece
Bu yiğitlerin kadri bilinmez mi
Tek vatan için çarpan yüreği var
Kahraman asker buna denilmez mi
Değil onların elinden alnından
Ayağının altından öpülmez mi
Ali bu iradeye olmaz durak
Bu cesarete dağlar eğilmez mi
Vatan aşkıyla çarpan herbir yürek
Bu aşka çarpan çelik erimez mi
Ali Şahin 08.05.2006-Ankara