
Sn. Dr. Rıfat Günalan
Osmanlı Esnaf ve Toplumunda Temizlik Anlayışı: Belgeler Üzerine Bir Değerlendirme (İstanbul)
Sn. Günalan bu tebliğin de, XVI. Yüzyıldan Osmanlı Devleti’nin sonuna kadar devletin her dönemde toplum, esnaf ve çeşitli kurumların temizlik faaliyetleri hakkında çeşitli vesilelerle düzenlediği kanunname, yasakname, ferman, hüccet ve nizamnameler ışığında Osmanlı Devleti’nin temizliğe verdiği önemi ortaya koymaya çalıştığını söylüyor.
Çeşitli tasniflerde yer alan belgelerden, Osmanlı Kanunnamelerinden, kadı sicillerinden ve bugüne kadar bu konular hakkında yapılmış araştırmalardan faydalanmaya çalıştığını, ifade ediyor.Tespit ettiği belgelerin büyük çoğunluğu İstanbul, Bursa ve Edirne’nin, sokak, mahalle ve çarşıları, havası, suyu, denizi ve çevresi ile esnaf ve kurumlarının temizliği ile ilgiliymiş.
Sn. Günalan, 16. yüzyılda Osmanlı Devleti''nin temizliğe verdiği önemi, örnekleri ile anlatıyor. Var olan olumsuzlukların mezbele subaşısı tarafından ortadan kaldırıldığını örnekleri ile seslendiriyor. İstanbul''da denizden toplanan çöplerin nereye atılacağının 1885 yılında çöplük subaşısı tarafından belirlendiğini söylüyor. Evliya Çelebi''nin kitabında "arayıcılar tarafından evlerden çöplerin toplanıp çöp tasnifi yaptığının" yazıldığını yine Sn. Günalan''dan öğreniyoruz.
Şimdilerde uygulaması Avrupa''da yaygınlaşan bu usule "Vay be gavura bak! İşte medeniyet bu kardeşim" diyenler, keşke bu sempozyuma gelebilselerdi!
Veya,
1920 yılında Avrupa gazetelerine temizlik ilanı verildiğini duysalardı!
Fena mı olurdu?
Sıraların boş olmasından dolayı üzüldüğüm, işte bu yüzden!
Sn. Günalan, aslında çok şey söylüyor. Ama ben yazamıyorum. Çünkü tamamını yayınlama hakkı benim değil.
Bu ilke tüm, tebliğler için geçerli.

Sn. Prof.Dr. Emine Gürsoy Naskali Sn. Dr. Anna Vanzan

Sn. Dr. Anna Vanzan
"Turkish Hamman in the West: Myth and reality" (İtalya)

2 gün süren sempozyumun tamamını izleme fırsatım olmadı.
Aslında bu imkansız bir şey. Biz en fazla ikiye (!) bölünebiliyoruz.
Ama büyük bir ihtimalle en ilginç oturumlardan birini izlediğimi zannediyorum.
Sn. Anna Vanzan sunumunu İngilizce olarak yaptı. İngilizce bilmediğimden dolayı söylenenleri tam tamına anlamasam da, anladıklarım benim için yeterli oldu.
Sn. Anna Vanzan''ın sıkça tekrarladığı, bilinen kelimelerin (!) çokluğundan, basit cümlelerden ve katılımcıların yüz ifadelerinden ortada nahoş bir durumun varlığı sezinlenebiliyordu.
Sunu bitince salondan tebliğ hakkında soru soracak veya katkı koymak yönünde bir talep gelmeyince, 2. oturuma geçildi.
Bu arada sorgulanması gereken bir durum var!
Salonda hiç kimse mi İngilizce bilmiyordu?
Bilenler varsa niye tepki koymadılar?
-!..
Sn. Naskali ev sahibi, onun mazereti doğal. Ya diğerleri!
-!..
2. oturumun başkanı Sn. Prof. Dr. Örcün Barışta idi.
Sn. Barışta''yı geçen seneden gayet iyi hatırlıyorum. "Türk Kültüründe Avcılık" başlığı altında "Nişan Taşları" ile ilgili bir sunuyu dinledikten sonra, söz almış ve katılımcıyı ciddi bir şekilde eleştirmişti. Sebep olarak "alıntıların kaynağının yeterince belirtilmemiş olması" olduğunu hatırlıyorum.
Sunu sahibi de "evet haklısınız" demek zorunda kalmıştı.
Kısacası, hoca açık buldu mu, lafı gediğine oturtmakta son derece usta...
Bu oturumda da buna benzer bir olaya şahit olduk.
Sn. Barışta, oturuma başlamadan evvel bir katılımcının gelmemesi ile doğan boşluğu çok hoş bir şekilde doldurdu.
Sn. Anna Vanzan''a dönerek eleştirisini yaptıktan sonra, salona hitaben bir konuşma yaparak; "Sunucu Türk hamamını erotik bir mekan olarak gösteriyor. Avrupa''da hamamlar seksüel merkez olarak gösteriliyor, bu doğru değil. Bazı tebliğlerin, bilimsel olmayanların çıkartılması gerekir diye düşünüyorum" diyerek sözlerini noktaladı.
Hocanın bu tavrı salondan büyük bir alkış alarak onaylandı.
Ankara''ya gelir gelmez Sn. Barışta''yı daha yakından tanımak için internet vasıtası ile bir araştırma yaptım.
Hocanın kariyeri ile gurur duydum.
Hiçbir şey yoktan var olmuyor. Bu duruşun altında onlarca yılın emeği var.
Zenginliğimizi hissetme şansını Sn. Barışta ile bir kere daha yaşadım.
Kendisine en içten gelen duygularla teşekkür etmek istiyorum.
2. Oturum

Oturum Başkanı: Sn. Prof. Dr. Örcün Barışta

Sn. Prof. Dr. Nuran Elmacı
Haram Sudan Atladım; Diyarbakır’da Haram Su İle İlgili İnanışlar (Diyarbakır)
Sn. Prof. Dr. Nuran Elmacı önce Diyarbakır ilinde haram kelimesinin gündelik kullanımdaki manasını açıklıyor. Daha sonra da mezbahane ve tabakhaneden geçen iki su birleşerek haram suyu oluşturduğunu...

Sunu, bu minval üzerine devam ediyor.

Yeri geldiğinde hocanın da arabasını bu su ile yıkadığını öğreniyoruz.
Olsa olsa "Kasgo niyetine" denebilir...

Sn. Dr. Cüneyt Gökçe
Değişmez Bir Temizlik Aracı Olarak Toprak (Şanlıurfa)
Sn. Gökçe, konuşmasına Haram = Kirli= Kutsal üçlemesi ile başlıyor ve Urfa''da haram kelimesinin kutsal anlamında algılandığını ifade ediyor. Daha sonra toprakla temizliği anlatırken toprağın oluşabilmesi için geçen sürenin 350 yıl olduğunun altını çiziyor. Bu arada konu toprakla temizlik olunca "evlerinde keklik besleyenler bilirler. Keklikler parazitlerden arınmak için kanatları ile toprakta eşinmek sureti ile temizlenir" diyor. Hoca sözlerini ise Aşık Veysel''den bir şiirle bitiriyor.
Dost dost diye nicesine sarıldım
Benim sadık yarim kara topraktır
Beyhude dolandım boşa yoruldum
Benim sadık yarim kara topraktır
Nice güzellere bağlandım kaldım
Ne bir vefa gördüm ne fayda buldum
Her türlü isteğim topraktan aldım
Benim sadık yarim kara topraktır

Sn. Dr. Mehmet Tezcan
Eski Türklerde Temizlik Anlayışı ve Moğollarla Türkler Arasındaki Temizlik Bakımından Görülen Farklılıklar (Trabzon)
Sn. Dr. Mehmet Tezcan eski Türklerde temizlik anlayışını anlatırken haritalar üzerinden bilgilendirme yapıyor. Hoca her oturuma katıldığı gibi dinlediği tebliğleri kimi zaman eleştiriyor, kimi zaman da katkı koyuyor. Aktif bir katılımcı olduğu tartışılmaz.


Öğle tatilinden sonra oturumlara devam ediliyor.
14.00-15.00 / Dr. İbrahim Üzümcü Kültür Merkezi

3. Oturum

Oturum Başkanı: Sn. Prof. Dr. Gülden Sağol Yüksekkaya

Doç. Dr. Zuhal Kültüral
Pınar Kelimesi ve Kültür Tarihimizdeki Yeri (İstanbul)
Sn.Kültüral Pınar kelimesinin yerden çıkan su anlamına geldiğini, 11.Yüzyılda Divân-ı Lügati''t-Türk''de "mınar" olarak geçtiğini söyledikten sonra kelimenin tarih içinde nerelerde kullanıldığını seslendiriyor.

Sn.Doç. Dr. Ayşe İlker
“Arı-Duru” İkilemesi Üzerine (Manisa)

Sn. İlker, Arı - Duru ikelemesi üzerine sunduğu tebliği slayt gösterisi ile desteklerken seçilen fotoğrafların üzerine eklenen cümleler okunamaz hale gelmiş. Tabii ki öncelikli amaç metnin içerik bakımından zenginliği. Sn. İlker bu konuda çok da tebrik aldı. Ama görsel açıdan izlenmesi zor bir sunuydu.


Sn.Dr. Serkan Şen
Karahanlı Türkçesi Metinlerinde Temizlik Kavramı (Samsun)
Sn.Şen, Sümerlerin yıkanma odasından bahsetti... Uygurlar ise kanalizasyon kullanmışlar... Uygurlar döneminde çamaşırcılığın bir meslek olduğunu seslendiren Sn. Şen "Versay Sarayı''nda tuvalet yoktu" demesi, bir tespit olmanın yanı sıra, eline geçirdiği her fırsatta bizleri küçümseyen Batı dünyasına yerinde bir gönderme oldu...
Hep merak eder dururdum. "Berberler ağızlarına aldıkları bir ip ile insanların yüzlerinden nasıl kıl çekiyorlar? Bunu kim buldu acaba" diye... Uygurca''da "yıpaşmak" kelimesi yüzdeki kılları ip ile almak anlamına geliyormuş. Sn. Şen''in sunusu ilgi ile dinlendi.

7. Oturum

Oturum Başkanı
Sn.Prof. Dr. Nuran Elmacı

Sn. Dr. Ömer Savran
Klasik Şiirimizde Süpürge ve Süpürgeye İlişkin Kullanımlar (Şanlıurfa)
"Edebiyat bir bakıma toplumun aynası olduğuna göre aynadan yansıyanı edebi eserleri anlayıp değerlendirebilme o dönem sosyal ve kültürel hayatın özelliklerini bilmekle mümkün olacaktır" diyen Sn. Savran Divan Edebiyatı''ndan örnekler vererek sunusunu tamamladı

Sn.Dr. Şahmurat Arık
Elif Şafak’ın Bit Palas Romanında Çöp, Çöpev ve Çöplüklerin Murakabe ve Şahsî Arınmada Rolü (Zonguldak)

Sn.Sibel Zeren
Dr. Reşit Galib’in Anadolu’da Temizlik Seferberliği (İstanbul)
Sn. Zeren, Dr. Reşit Galip''in Köycüler Cemiyeti kurduğunu söyledikten sonra, Dr. Reşit Galip''in 4 kitap yazdığını ve bu kitaplarda köylüleri hijyen konusunda eğitmeye çalıştığını anlattı.
Bizim evimiz Ankara''da Dr. Reşit Galip Caddesi''ne dik bir sokak olan Rabat Sokak ile Kuleli Sokak''ın kesiştiği yerde. İnsan çevresindeki sokak, cadde veya meydanlara verilen adların nereden geldiğini bilmeli. Bence bu sunu bizim açımızdan çok daha anlamlı oldu.

Sn.Dr. Kelime Erdal
Çocuk Kitaplarında Temizlik (Bursa)

İlginç sunulardan birisi de Sn. Erdal''ın tebliği idi. Çocuk kitaplarında bilmeden yapılan yanlış kurguların, çocuklar üzerinde yaratacağı olumsuz etkilere dikkat çekildi. Sn. Erdal''ın ilk bakışta basitmiş gibi görülen tebliği yarının büyükleri olacak olan çocuklarımızın yetişmesi yönünde önemli ikazlar içeriyordu. Çocuk kitaplarına bu gözle bakabilmek doğrusu hiç aklıma gelmezdi. Kendisini yürekten kutlamak isterim.


12. Oturum

Sn.Yrd. Doç. Dr. Nalan Türkmen

Sn.Sibel Kılıç
1800''lü Yıllarda İngiliz Gözü ile Türk Hamamları ve İnsan Bedeni Üzerindeki Etkileri (İstanbul)
Sn. Sibel Kılıç''ın hazırladığı sunu gerçekten çok hoştu. Sn. Kılıç tebliğinde,"İngilizlerin tarihte temizlik kültürü olmadığı için 1800 ''lü yıllardan 1900''lü yılların başına kadar tuvalet alışkanlığı da yoktur. İngiliz Büyük Elçiliği eskiden Osmanlı döneminde Tarabya''da bulunmaktadır. İngilizler, Osmanlı yönetimine büyük elçiliği şu anki bulunduğu yer olan Beyoğlu''na taşımak için başvuru yaparlar. Dönemin yönetimi burada tuvalet olması koşulunu ortaya koyarak kabul eder. Çünkü elçilikte tuvalet bulunmadığı için tuvaletlerini pencereden atarlardı. İngiliz Büyük Elçiliği bu şartı yerine getirerek yeni yerine taşınır." diyor.
Nasıl!
Hoş bir bilgi değil mi?
İki kedim var.
Hiç pencereden attıklarını (!) görmedim.
Hatta kumlarını zamanında değiştirmezsek, bizi protesto anlamında banyonun lavobosunu kullanırlar.
2 ay lavoboda imalat (!) gördük, nasıl yerleştirdiklerini bilemedik.
Bu fotoğrafı çekebilmek için 2 ay boyunca uğraştım.
Bir gün, sabahın köründe onu iş başında yakaladım.

Fıstık iş başında...
Öylesine güzel oturuyor ki, ayaklarını bile pisletmiyor Son kontrol! Birazdan tüyecek.
İngilizler Fıstık''ı görseler bence iyi olur...
-!.. 
Sn.Sevinç Askerova
Novruz Bayramında Temizlik (Azerbaycan)
Hatırlanacağı gibi Sn. Naskali geçen sempozyumun açılış konuşmasında Yakutistan''dan gelen bir mesajı okumuş, mesajın dili ve içerdiği samimi ifadeler çok beğenilmişti. Sn. Askerova''nın metni de aynı sıcaklıkta...
Bu tebliğin de bir kısmını sizlerle paylaşmak istiyorum.
" ( ...) Sizlere Azerbeycan’da geyd edilen novruz bayramı ve bu bayram erefesinde yapilen temizlik işleri baresinde melumat vermek isteyindeyim. Daha çok Keçmişlerden bu günlere gibi gelip çatmış ve bu günde sevilerek çok mühteşemlikle geyd edilen novruz bayramı Azerbeycan halkının en önemi bayramlarından biridir.70 Sene boyunca sovetler birliyinin gösterdiği tesirlere yasaklara bakmayarak Azerbeycan halkı bu bayramı kendi evinin,ocanın başinda seve-seve kutlamışlardır. Ben ise sizlere Nahiçevan MR-nin Ordubad bölgesinde novruz bayramının nasıl kutlanmasından konuşmag isterdim. Ordubadda şu bayramın özellikleri var.
Novruz bayramı 20-21 mart tarihlerinde keçiriliyor.Bu da tebietin gış uykusundan oyandığı zamana tesadüf ediyor.Aslında bayramın geyd olunması 20 sine kaderki son çarşenbe gününden başlanıyor. Ama bayrama hazırlık işlerine ise daha erken başlanılıyor.
Tabii ki, herkes kendi evinde heyetinde her zaman temizlik işleri yapıyor. Novruz bayramını karşılamak nedeni ile yapılan temizlik işleri ise aha önemli.Hem erkeklerin, hem de hanımların göreceyi işler bölünür. Bele ki, erkekler dışarıda, kadınlar ise evi içinde temizlik yapmaya başlayırlar.
Belelikle sonuncu çerşembeyedek temizlik çalışmaları sona çatıyor.
Şimdi sıra mutfakta. İlk önce 8-10 martdan başlayarak buğda cücerdiliyor. Semeni yapılıyor.
Bayramadek artık semeni nerdeise 10- 15 cm boy atmış oluyor.Bayram sürfesinde yapılan şirniyatlarla yanaşı semeninin mutlaka olması gerekiyor. Bu, yüzümüze gelen yılın ruzili-bereketli olması nedeniyledir. Bayram nedeniyle bir sıra şirniyatlar yapılır. Paklava, şekerbura, goğal ve yağlı-cevizli köke..
Son çerşenbeyedek daha 3 çerşenbe akşamları kutlanılıyor.İlk çerşenbe akşamı su çerşenbe söyleniliyor.Yani suyun donu açılıyor. 2. yel çerşenbe, yani çok rüzgar esiyor. 3.toprak çerşenbe, toprağın donu açılıyor, karın altından novruzgülü baş kaldırıyor. Yavaş yavaş ana tebiet kış uykusundan oyanıyor ve nehyet sonda od çerşenbe. Güneşin sıcaklığı toprağı ısıtmaya başlıyor. Son, yani od çerşenbesinde sabahdan şeherin tam merkezi sokağında koskocaman Pazar düzenleniyor, herkes çocuklarla beraber alış-veriş yapmağa pazara çıkıyor. Son çerşembede her kesin, özellikle de çocukların yeni embiseler geyinmesi mutlaka gerekiyor. Sufraya koyulacak malzemeler yiyecekler alınıyor.
Meydana toparlanan seher ehalisi şarkılar söyleyip, dans ediyor, telheklik edip Hanı eylendirmeye çalışıyor. 20-21-22 mart 3 gün meydanda çalıp oynayırlar. (...)

16. Oturum / 10.30-11.30 / Dr. İbrahim Üzümcü Kültür Merkezi


Oturum Başkanı
Sn. Prof. Dr. Vahdettin Engin

Sn. Doç. Dr. Mualla Uydu Yücel
Doğu Avrupa Türklerinde Temizlik (Avrupa Hunları, Avar, Bulgar, Hazar, Peçenek, Kuman-Kıpçak) (İstanbul)

Sn. Dr. Hatice P. Erdemir
Hellen ve Roma Toplumlarında Tuvalet Kültürü (Manisa)

Sn.Erkan Kayaöz
Yabancı Gezginlerin Bakış Açısıyla İstanbul''un Sokak Köpekleri
Sn. Erkan Kayaöz''le uzun zamandır tanışırız. İsmini sempozyum programında görünce doğrusu çok keyif aldım. Orman Mühendisi olan bu arkadaşım, şimdilerde İl Çevre Müdürlüğü''nde görevlendirilmiş. İstanbul Orman Fakültesinde "Avlak Yönetimi" ile ilgili derslere eğitmen sıfatı ile giriyormuş. Okulun hala 2 senelik olduğunu kendisinden öğrendim ve çok üzüldüm. Sözde 2-3 yıl evvel eğitim sürecinin 4 yıla çıkartılacağı konuşuluyordu. Hala çıkartılacak...
Sn. Erkan Kayaöz''ün bu çalışması ilgili kurumdan destek almamış. Ne acı değil mi?
Sn. Kayaöz, sunusunun tamamını bana gönderdi. Ama ben yine aynı davranışı sergilemek istiyorum. Tamanını okumak fırsatını dilerim ki gelecek sene yayınlanacak olan "Türk Kültüründe Temizlik" adlı kitaptan okursunuz.
(...) "İstanbul’un İsveç elçiliğinde çok uzun zaman çalışan d’Ohsson III. Selim devri Türk devletini son derece iyi incelemiş, Türk kaynaklarını çok büyük bir dikkatle ve etraflı bir şekilde tetkik etmiştir. Bu arada yazarın çok iyi Türkçe bildiğini de belirtmek yerinde olur.
D’Ohsson’un en büyük özelliklerinden biri, bir çok Batılı yazarın aksine Türkler ve Müslümanlar hakkında peşin hükümleri olmaması, menfi duygular beslememesidir. Bu sayede, bu büyük eserini tam objektif bir görüşle ortaya koymayı başarmıştır.
Yazarın orijinal anlatımıyla; “Türklerde hayırseverlik o derecededir ki hayvanları bile içine alır. Hiçbir kimse, hayvanlara kötü muamele etmez ve ettirmez. Bir kimse devesine, atına yahut katırına fazla yük yüklese, hayvanını fazla yorsa, polis derhal buna müdahale eder, eziyeti önler ve hayvanı dinlendirmeye sevk eder; buna yetkisi vardır. Her gün bu gibi hareketlerin örneğini görmek mümkündür ki, bütün bunlar, hiç şüphesiz, Türk milletini şereflendirmektedir.”
“Temizlik kuralları bakımından Türkiye’de köpekler eve sokulmaz ama, millet bunları da beslemeye ve alıştıkları mahallelerinde beslemeye dikkat eder. Bir çok vatandaş, Allah’ın günü onlara yiyecek götürür. Kedilere karşı daha da hassastırlar. Bunda Peygamberin verdiği örneğin tesiri vardır. Bütün çağdaş yazarların üzerinde anlaştığına göre, Hz. Muhammet kedileri sever, okşar, hatta kendi eliyle onlara yiyecek verirmiş. Bu bakımdan müminlerin çoğu evlerinde severek bir hatta birkaç kedi beslermiş.”

2. gün konferansları sabah 09:00''da başlıyor. Biz Mustafa Necati Konferans Salonu''ndaki sunulacak tebliğleri dinlemek üzere konferans salonuna gidiyoruz.
Kapı kapalı. Hava buz gibi.
Ortalarda hiç kimse yok.

Donduk ve ilgi çektik
Uzun bir bekleyişten sonra herkesin gelmesine rağmen kapıyı açacak görevliyi bulmak mümkün olmuyor. Son çare üşümemek için merdivenlerden çıkmak...

Bina, yanılmıyorsam aslında yemekhane...
5. Katta bir salon yapılmış. Asansörü dışarıdan çalışıyor.

Asansörde 1''e basınca 5''inci kata çıkıyor! Akla ziyan...

19. Oturum / 09.00-10.00 / Mustafa Necati Konferans Salonu

Oturum Başkanı Sn. Doç. Dr. Orhan Söylemez
Başkan oturumu geç de olsa açıyor. İlk sözü "Merdivenlerden çıksaydım herhalde konuşamazdım" oluyor.
Bizler ancak (!) kafamızı sallayarak onu teyid edebiliyoruz.
Başkan herkesten (!) özür diliyor.
Salon her zamanki doluluğunda...

Birinci konuşmacı gelmeyince (!) sözü Sn. Yaşar Burak Uslu alıyor.

Sn. Yaşar Burak Uslu
Türklerde ve Moğollarda Av ve sair Etlerin Temiz Kabul Edilip Edilmemesi (İstanbul)
Sn. Uslu, Yapmış olduğu kapsamlı konuşmasında Cengiz Han''ın yasalarından söz ederek bu yasaya göre Mart-Eylül ayları arasında av yapılmasının yasaklandığını söyledikten sonra Türk ve Moğol kavimlerinde hijyen şartlarının çok eskiden beri uyguladıklarını belirtiyor. Tabii ki daha çok şey anlatıyor.... Kitabı bekleyeceğiz.
Sn. Uslu Sempozyuma İstanbuldan katılıyor. Konu bir yönü ile avcılıkla ilgili.
İstanbuldan bir Allahın kulu avcı yok!
İlaç için yok!
Desen ki "Çilingoz Ormanı''nda bol miktarda çulluk var. Sabah 04:00 de Binkılıç''ta kahvede buluşacağız..."
Kahve o gün "yok" satar. Adam almaz.
Avcıları görenler de "ormana özel operasyon timleri baskın yapacak" sanır.
Avcıları bir arada görmek isteyenler Merkez Av Komisyonu toplantılarını beklemeli...
Yılda bir gün beraber olurlar. 3 mü vursak doğru olur, yoksa 5 mi! Tek sorun bu!
Yazık ki ne yazık...
İşte bu bağlamda Sn.Yaşar Burak Uslu''yu gerçekten tebrik etmek lazım.

Sn.Aslı Büyükokutan
Doğum Sonrasına Dair İnanış ve Uygulamalarda Temizlik (Balıkesir)
Sn. Büyükokutan''ın tebliğinden de kısa bir bölümü yayınlayabiliyorum.
Anlayışla karşılayacağınızı ümit ediyorum.
Bu bildiride, Türkiye’nin değişik bölgelerinden tespit edilmiş doğum sonrasına dair inanış ve uygulamalar temizlik çerçevesinde ele alınıp yorumlanmaya çalışılacaktır. Doğum sonrasında anne ve bebeğin güçsüz ve gözle görülemeyen her türlü zararlı etkilere açık olacağı inancından hareketle, hem fiziki hem ruhsal açıdan temiz olmaları gerektiği düşüncesi çerçevesinde oluşturulan inanışlar ve buna bağlı uygulamalar ele alınıp yorumlanacaktır.
Örneklere ve tespitlere geçilmeden önce, bireyin yaşamındaki üç önemli geçiş noktasının ilki olan “doğum” üzerinde kısaca durulacaktır. Çalışmanın esas bölümünü, gerek sahadan kendi derlemelerimiz gerek Balıkesir Üniversitesi bünyesinde yaptırılmış lisans, yüksek lisans, doktora tezlerinin ilgili bölümleri gerekse diğer yazılı kaynaklar yoluyla elde ettiğimiz doğum sonrasına dair inanış ve bunlara bağlı uygulamalarda temizlik olgusu oluşturacaktır.
Doğum, evlenme ve ölüm, her biri kendi içinde birtakım alt başlıklara ayrılabilen, insan hayatının başlıca üç önemli geçiş dönemleridir. Bu üç aşama çerçevesinde birçok inanç, adet, töre, tören, dinsel ve büyüsel özlü işlem kümelenerek söz konusu geçişleri bağlı bulundukları kültürün beklentilerine ve kalıplarına uygun bir biçimde yönetmektedir. Bunların hepsinin amacı, kişinin bu geçiş dönemindeki yeni durumunu belirlemek, kutsamak, aynı zamanda kişiyi bu sırada yoğunlaştığına inanılan tehlikelerden ve zararlı etkilerden korumaktır
(...)
Tabu yani pis olarak kabul edilen anneyi ve özellikle çocuğu kötü güçlerden ve hastalıklardan korumak için Anadolu’da geleneksel birtakım önlem ve çarelere başvurulmaktadır. Loğusa kadın ve çocuğu kırk basmaması için, iki kirli kadın (loğusalar) ya da loğusa sayılan yeni gelinle, kırkı çıkmamış bir loğusa karşılaşmamaya özen gösterir. Eğer karşılaşırlarsa aralarına bıçak konur ve karşılıklı olarak bıçağın üzerinden geçirilirler”( Muğla, Manisa, Ankara, Aksaray, Niğde, Bolu). Bununla birlikte loğusaların boncuk, iğne veya para değiştirdikleri görülmektedir (K.Ş. 15). Ayrıca, iki loğusa birbirleriyle çocuklarını değiştirip emzirmekte, bu çocuklar süt kardeşi sayılmaktadır (Muğla, Mersin). Kırk basmaması için, loğusa ve bebek kırk gün boyunca evde yalnız bırakılmaz. Bırakılırsa loğusanın yastığının altına demir, ekmek, Kuran-ı Kerim konur” (Muğla, Aydın, Balıkesir, Bolu).
Derlemelerimiz sırasında görüştüğümüz kaynak şahıslarımız ( K.Ş. ) şeklinde kısaltılmış olup, kişiler hakkındaki bilgiler bildirinin sonunda verilmiştir.

Dr. Özlem Demirel: İki Manzum Maktel-i Hüseyin''de Geçen Temizlikle İlgili Unsurlar Üzerine Bir Değerlendirme (İstanbul)

Bu sempozyumda sunulan tebliğler benim yazdıklarımla sınırlı değil.
Katılımcılar
Prof. Dr. Metin Akar:
Kazanların Sultanı Taykazan (Bosna Hersek)

Prof. Dr. Fuzuli Bayat
Geçiş Ritüeli Bağlamında Manevi Temizlenme (Gaziantep)

Prof. Dr. Gülsün Parlar
Türk Minyatür Resminde Hamam Kültürüne Dayalı
Örnekler ve Batılılaşmaya Yönelik İlk Denemelerde Plastik Yaklaşımlar (Ankara)

Prof. Dr. Nuran Elmacı - Doç. Dr. Ahmet Taşgın
Haram Sudan Atladım Diyarbakır’da Haram Su İle İlgili İnanışlar (Diyarbakır)

Prof. Swetlana Czerwonnaja
Bath-House (Türkişh Hammam - Russian Banya) in Tatar Life and Art (Polonya)

Prof. Tevhide Özbağı - Nihal Ülger
Hamam ve Banyo Liflerinin Türk Temizlik Kültürüne Yansımaları ve Elazığ Örneği (Ankara)

Doç. Dr. Ahmet Cihan
Gaziantep Bölgesinde Kullanılan Doğal Temizlik Ürünleri (Diyarbakır)

Doç. Dr. Ayşe İlker
“Arı-Duru” İkilemesi Üzerine (Manisa)

Doç. Dr. Celalettin R. Celebi, Hasret Altıntaş, Mehmet Değer, Betül Akbay
Türkiye''deki Cilt Bakımı Amaçlı Temizleyici Kozmetik Ürünlerin Mevcut Durumu (Ankara)

Doç. Dr. Erol Göka
Su ile Mahrem Maceramız (Ankara)

Doç. Dr. İsa Yüceer
Maddi ve Manevi Temizlik Bütünlüğü (Van)

Doc. Dr. M. Mehdi Ergüzel
Temizlik ve Muadili Kavramların Tarihi Metinlerden Günümüze Kullanımları
Ve
Kavram Değerleri Üzerine Tespitler (Sakarya)

Doç. Dr. Marie Hélène Sauner
Temizliğin İdeolojisi (İstanbul)

Doç. Dr. Mesut Şen
Su (İstanbul)

Doç. Dr. Mualla Uydu Yücel
Dogu Avrupa Turklerinde Temizlik
(Avrupa Hunları, Avar, Bulgar, Hazar, Peçenek, Kuman-Kıpçak) (İstanbul)

Doç. Dr. Mustafa Şentop
Şahitlerin Temize Çıkartılması - Tezkiye (İstanbul)

Doç. Dr. Samira Kortantamer
Memluklar''da Hamamlar ve Hastaneler (İzmir)

Doç. Dr. Vildan Çetintaş
Çöp ve Atık Malzemelerin Sanat Nesnesi Olarak Kullanımı (Ankara)

Doç. Dr. Zilale Hudaybergenova
Türkiye Türkçesi ve Özbekce’deki Temizlik Anlamındaki Kelimeler (Özbekistan)

Doç. Dr. Zuhal Kültüral
Pınar Kelimesi ve Kültür Tarihimizdeki Yeri (İstanbul)

Dr. Anna Vanzan
Türkish Hamman in the West: Myth and reality (Venedik)

Dr. Abdülkerim Dinç
Gagauz Halk Takvimine Göre Temizlik (Erzurum)

Dr. Ahmet Esenkaya - Volkan Martin
Çanakkale Savaşları''nda Temizlik (Çanakkale)

Dr. Atilla Batur
Sultan Vakfiyelerinde Temizlikle İlgili Hususlar (Kütahya)

Dr. Cafer Gariper - Yasemin Küçükcoşkun
Elif Safak''ın Bit Palas Romanında Çöpluk Olgusu, Temizlik ve Arınma (Isparta)

Dr. Cüneyt Gökçe
Değişmez Bir Temizlik Aracı Olarak Toprak (Şanlıurfa)

Dr. Ergül Önge
Temizlik Kültürümüzün Simgesi Hamam Taşları (Ankara)

Dr. Güler Yarcı
XIX. Yüzyılın İkinci Yarısında Vardar Nehri''nde Temizlik ve Islah Çalışmaları (İstanbul)

Dr. Günseli Pişkin
Türkiye’de Son Dönem Temizlik Malzemesi Televizyon Reklamlarında Kadının Ele Alınışı (Afyonkarahisar)

Dr. Hatice P. Erdemir - Dr. Halil Erdemir
Hellen ve Roma Toplumlarında Tuvalet Kültürü (Manisa)

Dr. Hürriyet Gökdayı
Dilde Temizlik (Mersin)

Dr. Kadir Ulusoy
Kültürel Mirasımıza Nasıl Sahip Çıkıyoruz? (Adıyaman)

Dr. Lale Özder
Geleneksel Kültürümüzde Kadın Baş Süslemelerinde Terlikler (Ankara)

Dr. Latife Aktan
İstanbul''daki Çinili Hamamlar (Çanakkale)

Dr. Metin Akis
Şer’iye Sicilleri Kayıtlarina Göre 16. Yüzyılda Antep Şehrinde Temizlik Malzemeleri
ve
Temizlik Kültüründe Hamamlar (Kilis)

Dr. Nursel Baykaşoğlu
Ülker (Okçuoğlu) Muncuk Müzesi’nde Bulunan Peşkir ve Havlulardan Örnekler (Ankara)

Dr. Ömer Savran
Klasik Şiirimizde Süpürge ve Süpürgeye İlişkin Kullanımlar (Şanlıurfa)

Dr. Rifat Gürgendereli
Edirne’ye Has El Sanatı Özelliği Taşıyan Süpürgecilikte Kullanılan Terimler (Edirne)

Dr. Şahmurat Arık
Elif Şafak’ın Bit Palas Romanında Çöp, Çöpev ve Çöplüklerin Murakabe ve Şahsî Arınmada Rolü (Zonguldak)

Dr. Şevket Yavuz
Türklerde Madde ve Manâ Temizlik İlkelerini Burkan Metinlerinde
ve
İlk Türk-İslam Metinlerinde Aramak- Nilüfer Çiçeğini (Lotus) ‘Ada Cennetine Taşımak (Çanakkale)

Dr. Şükran Sevimli - Dr. Doğan Ceyhan
Osmanlı Uygarlığı Sağlık Alanında Temizlik, Hijyen
ve
Sterilizasyona Yaklaşım (Van)

Dr. Temel Öztürk
XVIII. Yüzyılın İlk Yarısında Bazı Tereke Kayıtlarında Temizlik Malzemeleri (Trabzon)

Dr. Tomris Yalçınkaya
Geleneksel Kültürümüzde Kastamonu İli Çarşaf Kenarlarında Kullanılan El Düğümü Dantellerin Özellikleri "Bağlamalar" (Ankara)

Dr. Zekiye Çağımlar
Adana Yöresinde Sözlü Halk Edebiyatı İle Halk İnanış ve Uygulamalarında “Temizlik” Kavramı (Adana)

Dr. Metin Eke
Türk Halk Müziği Yöresel Ezgilerinde Kirlenme (İstanbul)

Dr. Rengin Oyman
Temizliği Simgeleyen Motiflerden İbrik Motifinin Kullanıldığı Anadolu El Dokumalarından Örnekler (Isparta)

Dr. Rifat Günalan
"Osmanlı Esnaf ve Toplumunda Temizlik Anlayışı
Belgeler Üzerine Bir Değerlendirme" (İstanbul)

Dr. Afak Memmedova
''Silik'' Kelimesi ve Etimolojisi (Azerbaycan)

Dr. Aziz Merhan
Türkçede Dil Temizliği (Kütahya)

Dr. Benoit Fliche
How to become urban (Fransa)

Dr. Doğan Ceyhan - Dr. Sezai Uyar - Dr. Şükran Sevimli
Temizlikten Titizliğe; Türk Kültürüne Ait Özelliklere Bir Bakış Denemesi (Van)

Dr. Eyüp Sarıtaş
Çin Kaynaklarına Göre Türklerde Temizlik (İzmir)

Dr. Grazyna Zajac:
II. Abdülhamid Döneminde İki Tıb Doktorunun Osmanlı İmparatorluğunda Etkinlikleri ve Temizliğe Dair Anıları (Polonya)

Dr. Haşmet Altınölçek
Müzikte Kirlenmenin İnsanlar Üzerindeki Psikolojik Etkileri (İstanbul)

Dr. Kelime Erdal
Çocuk Kitaplarında Temizlik (Bursa)

Dr. Leyla Şimşek
Dünyevi Kir, Uhrevi Nur (İstanbul)

Dr. Leysen Gereeva
Tatarcada Temizlik Kavramı Üzerine Söz Varlığı (Tataristan)

Dr. Mehmet A. Eroğlu
Beden Temizliğinin Ritüel Değer Yargıları İle Biçimlenmesi (Azerbaycan)

Dr. Mehmet Tezcan
Eski Türklerde Temizlik Anlayışı ve Moğollarla Türkler Arasındaki Temizlik Bakımından Görülen Farklılıklar (Trabzon)

Dr. Nejat Yentürk
Roma Banyosu Nasıl Türk Hamamı Oldu? (İzmir)

Dr. Özlem Demirel
Üç Manzum Maktel-i Hüseyin’de Geçen Temizlikle İlgili Unsurlar Üzerine Bir Değerlendirme (İstanbul)

Dr. Ramazan Topdemir
Anadolu Köylerinde Çamaşır Yıkama Günü (Şanlıurfa)

Dr. Selim Hilmi Özkan
XVIII. Yüzyılın Başlarında Osmanlı Devletinin Temiz Toplum Anlayışı
ve
Toplumsal Kirlenme Karşısında Aldığı Tedbirler (Isparta)

Dr. Serkan Şen
Karahanlı Türkçesi Metinlerinde Temizlik Kavramı (Samsun)

Ahmet Saçkesen
Türk Dünyasında Temizlik İşlevli Atasözleri (İzmir)

Ahmet Yaşar
İstanbul''un Umumi Temizlik Mekânları: 18.Yüzyıl İstanbul Hamamların Mekânsal ve Toplumsal Topoğrafyası (İstanbul)
Alev Özbil
Edirne’de Süpürgecilik ve Aynalı Süpürge (Tekirdağ)

Ali Asker Bal
Oryantalist Resimde Bedenin Kolonileştirilmesi Bağlamında ‘Türk Hamamı’ İmgesi (İzmir)

Aslı Büyükokutan
Doğum Sonrasına Dair İnanış ve Uygulamalarda Temizlik (Balıkesir)

Asu Ersoy
Süpürmek Kelimesi Üzerine (Manisa)

Aynur İnce
Alevi-Bektaşi Geleneğinde “Temizlik” Kavramı ve Türk Edebiyatına Yansıması (İstanbul)

Ayşe Yılmaz
Deyimlerimizde Temizlik ve Mecazi ya da Temel Anlamlarıyla Temizlikle İlgili Sıfatlar (Sakarya)

Cihan Özgün
Osmanlılarda Çevre Temizliği Kapsamında Bataklıkları Kurutma Çalışmaları (İzmir)

Deniz Türk
Şartlamak Tarihsel Süreçte Kullanım Şekillerinin Örneklendirilmesi (İstanbul)

Ebru Alparslan
Türk Hamam Kültürü (Ankara)

Emek Üşenmez
Türkçe İlk Kur''an Tercümesi''ndeki Temizlik Kelimeleri Üzerine Notlar (İstanbul)

Fatma Senyüz
Kütahya''daki Makedonya Göçmenlerinin Hıdrellez Temizliği (Kütahya)

Fatma Tunç Yaşar
Osmanlı Kadınının Gündelik Hayatında Hamam (İstanbul)
Gonca Arkon
Bit Palas''ta Karakteri Belirleyen Bir Gösterge Olarak Temizlik (Kocaeli)

Gültekin Erdal
Yaşam Alışkanlıklarımız ve Görsel Kirlilik (Bursa)

H. Harika Durgun
Yakup Kadri’nin Eserlerinde Anadolu İnsanı ve Temizlik Sorunu (İzmir)

Hasan Ahmet Gökçe
Klâsik Türk Edebiyatında Bir Temizlik Unsuru Olarak Gözyaşı (İstanbul)

Hümeyra Yuva
''Matmazel Noraliya''nın Koltuğu'' ve ''Yalnızız'' Romanlarında Temizlik Unsurunun Düşündürdükleri (İstanbul)

Kadriye Türkan
Türk Masallarında Temizlikle İlgili Ayrıntılar (Ankara)

Kanikey Samatova
Kırgız Bozkır Hayatında Temizlik (Kırgızistan)

M. Caner Alper
Temizlikçi-Gündelikçi Portreleri (İstanbul)

Murat Kaya
Mehmet Akif Ersoy''un Şiirinde "Temizlik" (İstanbul)

Orhan Çeltikçi
Anamas Yöresi Halk İnançlarında Temizlik Kavramı (Isparta)

Orhan Güdek
Oğuz Atay’ın “Beyaz Mantolu Adam” Adlı Hikâyesinde
Sembolik Bir Anlatım Unsuru Olarak “Beyaz” (İstanbul)

Özge Samancı
Osmanlı Sofra Adabında Temizlik (İstanbul)

Paula Schrode
“Purity” and “cleanliness” as religious and social practices among Turkish-German Muslims (Almanya)

Satı Kumartaşlıoğlu
Tekke-Tasavvuf Edebiyatında Gönül Temizliği (Balıkesir)

Sevinç Agayeva
Novruz Bayramında Temizlik (Azerbaycan)

Sibel Kılıç
1800''lu Yıllarda Batılı Yazarlarca Türk ve Osmanlı Kültüründe
Hamam Konusu (İstanbul)

Sibel Zeren
Dr. Reşit Galib''in Anadolu''da Temizlik Seferberliği (İstanbul)

Süleymanova Margarita
Baskort Halkının İnançları ve Adetlerinde Temizlik Kültürü (Başkurtistan)

Tuncay Böler
Kutadgu Bilig’e Göre Temiz İnsan (Ankara)

Yaşar Burak Uslu
Türklerde ve Moğollarda Av Etlerinde Temiz Kabul Edilme ve Kabul Edilmeme (İstanbul)

Zerrin Kartal
Biz Büyüdük ve Kirlendi Dünya… (Isparta)

Zülfikar Bayraktar
Türk Dünyasında Nevruz Bayramı Öncesi Temizlik Ritüelleri (İzmir)

Gerçekleştirilen her sempozyumun sonunda sunulan tebliğler kitap olarak yayınlanıyor. Geçen sene yapılan "Türk Kültüründe Avcılık" sempozyumu, 2 cilt haline getirilmiş. Yayınlanması da an meselesi.
Sizlere çeşitli zamanlarda yapılan kitapları sunmak isterim. Ama bu konuda küçük bir hatırlatmam olacak. Aşağıdaki kitaplar sempozyumun birinci günü satışa sunuldu. İkinci gün bu masanın kaldırıldığını gördüm.
Niçin?
Ayrıca satılan kitaplar, evlerden getirilen poşetlere (!) konuyor...
Kitapların bunu hak ettiğini düşünmüyorum.
Gelecek sene, poşet işi benim olsun.
Tabii ki uygun görülürse...



Sempozyuma öğrencilerden hemen hemen çok az sayıda ilgi gösteren olduğunu izledim.
Neden?
Belki daha acısı, konferans anında kapıyı sessizce bir iki tıklattıktan sonra içeri giren, bir ara da geldiği gibi dışarı sızan öğrencilerin varlığı!
Neden?
İlgiyi çekmeyen, konular mı?
Yoksa var olan sistem (!) mi bu durumu yaratıyor!
Şu aralar Dr. Doğan Cüceloğlu''nun "İnsanı Ararken" adlı kitabını okuyorum.

Doğan Cüceloğlu bu kitabında korku kültüründen bahsediyor ve çocuklarımıza bir değer gözü ile bakılmamasından şikayetci. Çocuğa gelişmesi gereken bir potansiyel olarak bakmayınca ve kalıplar içinde büyütünce de çocukta sağlıklı olmayan bir psikoloji oluşuyor diyor.
Ve anlatıyor.

" (...) Önüne bir tabak köfte koyulmuş bir çocuk, iki tanesini yemiş, doydum anne demiş, hayır doymadın ye demiş otorite. Çocuk doyduğunun farkında. Bedeni diyor ki sen artık doydun, yeme. Bu bir gerçek. Biyolojik bir gerçek. Bu çocuk acıktığının farkında, çişinin geldiğinin farkında, susuzluğunun farkında, uykusuzluğunun, uykusunun farkında. Donanmış yani. Bütün yaratıklar gibi türünü devam ettirmek için donanmış. Doydum diyor. Bir realiteyi söylüyor ama otorite bu gerçeği, realiteyi tamamiyle bertaraf ederek, hayır doymadın, yemiyorsun, hasta olacaksın ye diyor. Dört tane köfteyi zorla yediriyor. Ve 7-8 yaşına gelinceye kadar bunun gibi trilyonlarca olay oluyor. Sonuçta çocuğun geldiği yaşam felsefesi şu: Ben kendi yaşamımı yönetmekten sorumlu değilim, yapabileceğim bir tek şey var, koşullara karşı şikayet ederim. Ben hayatımdan sorumlu değilim diyor,
Korku kültürünün en önemli bilgeliği şu diyor Cüceloğlu: Bir esir hiçbir zaman özgür olmak beklentisi ve umudu içinde değildir. Bir esirin en önemli, birinci umudu, başka bir esire sahip olmak. "

Bu düşüncede ki bir insan kendisi için hiçbir şey yapmıyor doğal olarak, otorite tarafından çizilen yolda ilerliyor. Hocası ''konferansta imza alacağım'' diyor, korkudan gelip katılıyor, imzayı atınca da kaçıyor!
Durum böyle olunca da gelişme olmuyor tabi.

Bu kitabı herkes okumalı. Amerika''da 120 sene içinde oluşan eğitim sistemi bir iyi incelenmeli bizim eğitim sistemimiz ile karşılaştırılmalıdır. Sağ duyu sahibi insanlar yaşanan aksaklıkları kolayca görebileceklerdir.
Dolayısıyla konferansları üstün körü izleyen talebeleri çok da kınamamak lazım.
İmzayı aldı ise mesele yoktur!
-!..
Bu sempozyuma katkı koyan oluşmasında emek sarf eden tüm görevlilere en içten gelen duygularla teşekkür etmek isterim. Elime geçen her fırsatta bir tek şey söylemeye çalışıyorum. Toplumların her konuda ilerleyebilmesinin bir tek "olmazsa olmazı" vardır.
Üniversiteler.
Bu tespiti bir kere daha yapma şansını yakaladığım gün uçak kazası oldu.
Ölenlere rahmet yakınlarına da baş sağlığı dilerim.
Eğitim ordusu bu kazada 6 güzide evladını kaybetti. İnanın ki gözlerimden yaş geldi.
Acımız büyüktür.
Bu yazıyı internet ortamına koymadan bir kaç saat evvel İstanbul''da oturan dostum Sn. Kaan Otçu ile konuştum. Bakın bana ne anlattı.
"Rahmetli. Prof. Dr. Engin ARIK ile ilk tanışmamız Arı Hareketi çerçevesi içinde yapmış olduğumuz bir toplantı sırasında olmuştu. Toplantıya katılanlarla sohbet ediyorduk. Ben Engin Arık''ı o zamana kadar tanımıyordum. Tanışmak için kendisine ne işi yaptığını sorduğumda ''Parçacıklar diziyorum'' demişti. O zaman da ortada boncuk işi almış yürümüştü, ben de bu yüzden ona "boncuk mu diziyorsunuz?" demiştim. Cevaben ''benzer bir şey'' demiş ve daha sonra da yaptığı işi anlatmıştı. ''Yerin dibine geçtiğimi hatırlıyorum'' diyor."
Kendisine vatandaşlık teklif eden tüm ülkeleri elinin tersi ile iten, bu insanımızın kaybından doğan boşluğu doldurmak o kadar kolay olamayacak gibi görülüyor.
1000 kere rahmet dilesek azdır...

Düzenleme Kurulu
Prof. Dr. Emine Gürsoy-Naskali (eminenaskali@gmail.com)
Sekreterlik: Salih Mehmet Arçın (Sempozyum Sekreteri) saliharcin@gmail.com
Sempozyum Görevlileri:

Dr. Erdal Şahin, Dr. Aylin Koç, Nursel Uyanıker, Mehmet Gürlek, Ebru Çetin Milci, Ayşe Kik,
Mehmet Güneş, Sevda Gülakan, Şenol Korkmaz, Selçuk Ardıç, Ayşenur Kırgız, Özkan Zorlu,
Şule Aktan, Lale Yeşilova, Alonur Ahmedova, Zahide Okun, Uygar Yıldız, Savaş Kaplan,
Oğuzhan Kuşoğlu, Semih Silvan, Nurdan Karayüz, Celal Durmuş, Çiğdem Öztürk, Pınar Öztek,
Fatma Müge Okur, Emel Topçu, İlknur Sisnelioğlu, Esra Malçok, Hacer Gökali, Ebubekir Yılmaz,
Sinem Günerli, Nazım Şahin, Görkem Saygıner, Erhan Taşbaş, Gülay Hacı, Hikmet Dilek Arçın

Bilgi ibadetten üstündür.
Hz. Muhammed
Mehmet Emin Bora
01 Aralık 2007 / Ankara
Not:
Bazı konuşmacıların fotoğrafları var, ama elimizde tebliğinden özet olmadığı için yerine koyamadık. Lütfedip gönderirler ise derhal gerekeni yaparım.
Elektronik posta adresim:
mehmeteminbora@superonline.com